2 Ekim 2012 Salı

Alex'siz Oyun Sistemi | 4-4-2

Aykut Kocaman, Alex'in yaşından dolayı takımın temposunu düşürdüğünü çok açık dile getirmese de, "avrupaki ortalama koşu mesafeleri" analiz tespitleri gibi basınla paylaştığı "kafasındaki takım" izlenimleriyle bu mesajı verdi. İşin duygusal kısmından uzaklaşıp, Alex'siz Fenerbahçe'nin sahadaki geri dönüşlerinin neler olabileceğini konuşalım istedik.

Alex, sadece basit bir oyun kurucu değil, aynı zamanda takımı için skor üretme yükünü kaldırabilecek, artık sahalarda ender bulunan futbolculardan biri. Üstün oyun zekası onu tipik bir oyun kurucu gibi gösterse de, aynı zamanda bitiricililk özelliklerinden dolayı "Second Striker" yani yardımcı forvet olarak da oynayabilmekte. Alex'in sahada olduğu takımda genelde tek forvetli sistemin oynanmasının sebebi, kendisinin oyun temposunun düşük olmasından doğacak takım savunması zaaflarını en aza indirmek kadar, aynı zaman da skor üretmekteki başarısı.

Şablonumuz tipik bir 4-3-3 şablonu olduğundan, Alex'i o kadar geride gösterebildik. Yoksa tabii ki kendisi saha içinde Topal ve Meireles'in yanında kaybolacak kadar geride oynamıyor. Sarı çizginin de gösterdiği gibi, kendisi takımdaki forvetin yanına sürpriz koşular yapmakla beraber, aynı zamanda sağ ve sol uçta oynayan oyunculara da pozisyon yaratabiliyor. Gel gelelim Fenerbahçe'nin doğabilecek problemlerine. Aykut Kocaman, Meireles ve Mehmet Topal'ı Fenerbahçe'ye getirirken, bu oyuncuların sahanın merkezinde oynayacaklarını bilmekle beraber, topun yönlenmesinde bu oyunculara görevler düşeceğini biliyordu. Zaten bu yüzden transfer edildiler. Aykut Kocaman, bu transferleri yaparken, takımın tempo ve baskı seviyesini yukarı çıkarmak istiyor gibi gözüküyor. Gerek Meireles ve gerekse Topal tempoları ve mücadele güçleri yüksek oyuncular. Fakat topun yönlendirilmesi konusunda taşın altına ellerini koyduklarında, tribünlerin beğenisini kazanabilecek nitelikte futbolcular değiller. Kocaman'ın, Alex'siz bir oyun sisteminde döneceği biliniyordu zaten. Fakat işin yanlışı Alex'in görevine, onun yapacaklarını yapabilecek en azından sırıtmayacak bir oyuncu alınmamış olması. Alex'siz oynayabilirsiniz. Fakat topu savunmadan alıp, dönüp, hücum oyuncularına servis yapabilecek bir oyuncuyu da hazır etmelisiniz.

Eğer ki Aykut Kocaman Alex'sin gidişi sonrası 4-3-3 sistemine devam edecekse, işi kolay değil. Göbekte oynayacak oyunculardan 2'si belli. Topal ve Meireles. Kim söyleyecek ki, Fenerbahçe bu iki orta saha oyuncusunun yanına kimi koyarsa, savunmadan top çıkarma ve oyunu yönlendirme anlamında istediğini alır? Mevcut kadroda böyle bir oyuncu yok. Eğer siz, Topal, Meireles ve Baroni ya da Topuz gibi bir 3'lü orta saha oyunu tercih ederseniz, topu ileri taşımada işinizi şansa bırakmış olursunuz. Yazının başında dediğimiz, "Alex sadece basit bir oyun kurucu değildi aynı zamanda iyi bir skorcu" derken, ilk vurguladığımız "oyun kurma" işinde de üstün yetenekli bir oyuncuydu.  Bu yüzden Aykut Kocaman'ın 4-4-2'ye dönmesi, Fenerbahçe adına daha iyi olacaktır.

Neden?

Çünkü 4-4-2 daha kontrollü ve topu ileri taşımada başka stratejilerin de işe yarayabileceği önemli bir diziliştir. İyi bir oyun kurucunuz olmadan da, 4-4-2'de topu başka varyasyonlarla ileri taşıyabilirsiniz. Kanat oyunu için,  topu kanada taşıyacak orta saha oyuncularının "Bir Alex" olması şart değildir.


Yukarıda paylaştığımız şablon, Fenerbahçe'nin bu sezonu daha az kayıpla kapatmasını sağlayacak bir diziliş gibi gözükmekte. Kuyt ve Sow'dan yararlanmak isteyen Fenerbahçe'nin topu o bölgeye taşımasında, hem stoper hem de orta saha oyuncularına odaklanalım. Stoperler, Yobo ve Egemen savunmayı önde kurup, rakibi hapsedecek ve arkalarına adam kaçırmayacak oyuncu tipleri değil. Daha kontrollü ve bekleyen bir yapıları var. Yedek stoperler de aynı şekilde. Ne Bekir ne de Serdar önde kurulacak bir savunmanın önemli bir parçası olabilecek karakterde değiller. Topal ve Meireles'in tempolu oyunları, yani durağan olmamaları, ileride kurulmayacak bir savunma için akla yatkın. Git-gel temposu yüksek olan orta saha oyuncuları, önde kurulan savunmaların yaptığı baskıyı oluşturamasa da, en azından dinamizm ile işi daha kolaylaştıracaktır.

İleride kurulmayan savunmalar için oyunu 40 metrede oynamak mümkün gözükmez. Oyun alanını daraltmak için en gerideki adamın en uçtakine olan mesafesi kısaltılmak zorundadır. Kuyt'ın dinamizmi, Topal ve Meireles'in temposu, önemli hücum kanat oyuncuları ile 4-4-2, şu an Fenerbahçe'nin ihtiyacı olan şeyden çok, tek tercihi. 4-3-3'de ısrar demek, Alex konusunda yara alan Aykut Kocaman ve yönetimin yerle bir olması demek olabilir.

5 yorum:

Unknown dedi ki...

alttaki şablon bu kadro için ideal sistemdir ona katılıyorum ama stoch doğru isim değil. zira stoch orta saha oyuncusu değil bu takımda/sistemde yeri yok. onun yerine en ideal isim caner. ikinci bi alternatif olarak da mehmet topuz'u sağda, krasic'i solda kullanabilirsiniz ama stoch'la olmaz.

erk dedi ki...

Aykut, 4-3-3 oynamasının önündeki engel olarak gösterdiği Alex'i gönderip, günü kurtarmak için 4-4-2 oynatırsa - öncelikle kendisine saygısını kaybeder.

Ayrıca Mehmet Topal'ın 4-4-2 de gösterdiği performansın iyi olduğunu düşünmüyorum. Baroni'yi kaybetmemiş olsaydı Aykut, pekala Meireles ve Baroni topu kanatlara taşıyabilirlerdi. ( ki bence de ideal bir ikili değiller ) Ama oyunun merkezine Meireles ve Topal'ı kanatlara Krasic ve Stoch'u koyarsanız - kanat savunmanız çöktüğü gibi ( hadi sağ Kuyt'un desteği ve Krasic'in kondisyonuyla tutuldu diyelim - solu Stoch katiiyen tutamaz ve kaleye uzak oynayan bir Stoch takım için sadece yüktür ) merkezi kullanamadığınız için Sow'un araya yaptığı koşuları da kaybediyorsunuz. Sow, öncelikle bir açık alan golcüsü, Kuyt da bir kanat forvet. Türkiye ligi için bu kadronun kalitesi 4-2-4 bile oynansa yeterli - ama Avrupa Ligi'ni kazanmaksa mevzubahis, 4-4-2'nin uzun veya kısa vadede başarı getireceğine inanmıyorum.

Kaldı ki Aykut'un bu yolu tercih edeceğine de inanmıyorum.

Unknown dedi ki...

Öncelikle yazıyı gerçekten duygusallıktan uzak yazdığınızı görüyor ama bunu belirttiğiniz için bir eleştiri yöneltmiyorum.

Ne var ki Alex'siz bir Fenerbahçe'den söz edeceksek ve bu birtakım hatalardan ötürü süregelmişse çözümün doğru sunulmasında oluşmuş problemin tüm hatlarıyla ortaya konmuş olması gerektiğini savunuyorum.

Bu bağlamda söze Alex'in Fenerbahçe için kendi bakış açımdan kim olduğunu özetlemek istiyorum.

Alex, Fenerbahçe takımında mevcut kadrodaki en eski aktif futbolcu. İstatistikleri, taraftarla olan duygusal birlikteliği, örnek spor adamlığı ve özel aile yaşantısı ile de parmakla gösterilen bir örnek.

Bu mevcut Fenerbahçe taraftar jenerasyonunda Alex'in yerini sarı ve laciverte ek bir başka renk olarak konumlandırıyor. Bu eksiklik ve olumsuz taraftar eleştirileri -ki ortada bir haksızlık olunduğunda hemfikirler- takımı en baştan 12 numarasından ediyor.

Başkanına, teknik direktörüne taraftar tarafından saygı kaybedilmişse, oyuncularında bu iki demirbaşa saygı göstermesi bir yana, birşeyler başarmaları pek mümkün gözükmüyor.

Alex, koşmayan ama hantal olmayan bir futbolcu. Bahsedilmemiş ama Alex topu saklayan ve gerektiğinde takımına süre kazandıran da bir futbolcu. Bir takımın başarısı aldığı galibeyetlerle ölçülüyorsa, Alex skora hem kendi hem asistleriyle birebir etki eden bir oyuncu.

Emre'nin katkılarını ve gidişinde hissedilen eksikliği Fenerbahçe Alex'in vedasıyla toparlamayacak bir hale sokmuştur. Temenni değil, fakat alınacak muhtemel başarısızlıkların faturası başkan ve teknik adama kesilecektir. Her ne kadar Kocaman'ın kulislerde istifa ettiği söylense de henüz resmiyet kazanmadı.

Sanırım koltuk sevdalılarının sorunu bu. Hep iyilik ettiklerini sanıyorlar ama tam tersi. Bir Fenerbahçeli olarak ileride çocuklarıma Alex'i anlatacağım onu izleteceğim. Ne ironiktir ki bugün onun gitmesine ön ayak olanları ben gibi bu taraftar da anmayacak ama unutmayacaktır da.

Unknown dedi ki...

Öncelikle yazıyı gerçekten duygusallıktan uzak yazdığınızı görüyor ama bunu belirttiğiniz için bir eleştiri yöneltmiyorum.

Ne var ki Alex'siz bir Fenerbahçe'den söz edeceksek ve bu birtakım hatalardan ötürü süregelmişse çözümün doğru sunulmasında oluşmuş problemin tüm hatlarıyla ortaya konmuş olması gerektiğini savunuyorum.

Bu bağlamda söze Alex'in Fenerbahçe için kendi bakış açımdan kim olduğunu özetlemek istiyorum.

Alex, Fenerbahçe takımında mevcut kadrodaki en eski aktif futbolcu. İstatistikleri, taraftarla olan duygusal birlikteliği, örnek spor adamlığı ve özel aile yaşantısı ile de parmakla gösterilen bir örnek.

Bu mevcut Fenerbahçe taraftar jenerasyonunda Alex'in yerini sarı ve laciverte ek bir başka renk olarak konumlandırıyor. Bu eksiklik ve olumsuz taraftar eleştirileri -ki ortada bir haksızlık olunduğunda hemfikirler- takımı en baştan 12 numarasından ediyor.

Başkanına, teknik direktörüne taraftar tarafından saygı kaybedilmişse, oyuncularında bu iki demirbaşa saygı göstermesi bir yana, birşeyler başarmaları pek mümkün gözükmüyor.

Alex, koşmayan ama hantal olmayan bir futbolcu. Bahsedilmemiş ama Alex topu saklayan ve gerektiğinde takımına süre kazandıran da bir futbolcu. Bir takımın başarısı aldığı galibeyetlerle ölçülüyorsa, Alex skora hem kendi hem asistleriyle birebir etki eden bir oyuncu.

Emre'nin katkılarını ve gidişinde hissedilen eksikliği Fenerbahçe Alex'in vedasıyla toparlamayacak bir hale sokmuştur. Temenni değil, fakat alınacak muhtemel başarısızlıkların faturası başkan ve teknik adama kesilecektir. Her ne kadar Kocaman'ın kulislerde istifa ettiği söylense de henüz resmiyet kazanmadı.

Sanırım koltuk sevdalılarının sorunu bu. Hep iyilik ettiklerini sanıyorlar ama tam tersi. Bir Fenerbahçeli olarak ileride çocuklarıma Alex'i anlatacağım onu izleteceğim. Ne ironiktir ki bugün onun gitmesine ön ayak olanları ben gibi bu taraftar da anmayacak ama unutmayacaktır da.

Celal Abbas dedi ki...

Kimse farketmiyor ama Stoch bence çok çok overrated bir oyuncu. Stoch un tek özelliği hızı kontratak oyuncusu. birde twente döneminden çok aşina olduğumuz solda içeriye kat edip vuracağı şutlar. Oyun kurma konusunda ,oyunu yönlendirme ,sorumluluk konularında çok eksik. Takım iyiyse stoch iyi görünür çünkü başkaları stochu oynatır oyyuna sokar. takım kötüyse stoch bence takımı alıp götürecek bir oyuncu değil. İşte denk gelirse bir tane şutu ile belki kötü giden maça bir etki yapar. Oda ayda 2 ayda bir olur ancak.

Alexsiz fenerbahçenin çok koşan ,hareketli ,yardımlaşmalı ,dinamik bir takım olması gerekiyor. Çünkü bireysel üst düzey oyuncu yok. mecburen hareketli oyunla paslaşmalara bakıyor. Dizilişinizi oyuncu yapnızı belirler. Diziliş kimlerin savunmada ve hucumda sorumluluk alacağı ne kadar sorumluluk alacağını belirler. Oyunun asıl karakterini ise hareketliliğiniz ,yardımlaşmanız dinamikliğiniz defansla ileri uç arasındaki mesafe nerde baskı yapacağınız ,oyuncular arasındaki pas mesafesini diziliş çokda belirlemez.

Mehmet topalı ben valenciada galatasaraydada hiç dimnamik oynarken görmedim. Böyle bir karakteri daha doğrusu içgüdüsü yok. kendini değiştirmesi lazım. Çünkü içgüdüsü böyle değil. Bakmayalım spartak moskova maçına. O maçlık hırsla öyle oynadı. 10 maçın en fazla 3 veya 4 tanesinde çok dinbamik olur mehmet topal. geriye kalan maçlarda yine içgüdüsüne döner.