24 Mayıs 2012 Perşembe

Lazio Fatih Terim'i İstiyor!





İtalyan basınında çıkan haberlere göre, Lazio kulübü Van Gaal'i takımın başına getirememesi halinde, Fatih Terim'e resmi teklif yapmayı düşünüyor. Terim gibi bir diğer alternatif de Deschamps.




22 Mayıs 2012 Salı

Dış Basından Berbatov - Galatasaray Haberleri

Dış basında, Berbatov'un Galatasaray transferi ile ilgili epey bir haber var. Özellikle bugün, bu transfer haberi tavan yapmış durumda. Bir menejerlik - pazarlama oyunu mu, yoksa gerçekleşmesi mümkün bir transfer mi, yakında öğreneceğiz.






21 Mayıs 2012 Pazartesi

Drogba | Gitme Demiyoruz Yine Git!












Senelerdir Dünyanın en iyi forvetleri arasında kendine yer bulan çok önemli bir oyuncu Drogba. En iyi 5 golcü arasında uzun seneler kaldı. Kişisel fikrimi soracak olursanız hala öyle.

İngiliz basını zaten aylar önce Drogba'yı Chelsea'den göndermişti. Chelsea'nin Şampiyonlar Ligi'ni kazanmasından sonra, İngilizler dahil herkes "kalır herhalde?" dedi.

Fakat olaylar beklenildiği gibi gelişmedi. Drogba muhtemelen gelecek sezon Çin takımlarından birinde forma giyecek.

İşin kötüsü, böylesine güçlü, böylesine bitiricilik özelliği hala üst seviyede olan bir oyuncuyu artık izleyemeyecek olmamız.

Tabii ki yaşları ilerlemiş yıldız futbolcular, futbolunu geliştirmek isteyen ülkeler tarafından istenecekler ve tabii ki gidecekler. Fakat Drogba henüz o kadar inmiş durumda değil. Fizik olarak hala en iyi liglerde forma giyebilecek durumda.

Mümkün olsa, televizyonda hem Şampiyonlar Ligi hem de Dünya Kupası finali olsa, kim hangisini izler bilinmez. Şampiyonlar Ligi'nin havası hep bir başkadır kabul edelim. Hem zorluk açısından, hem de prestij açısında başka bir değeri vardır. Demek istediğim, neredeyse Dünya Kupasını kazanmak kadar prim yapar. Bu Ligin finalinde, Drogba oynadı. Henüz 3 gün önce. Takımını tek başına ayakta tuttu. Performansının hala üst seviyede olduğunun göstergesi çok uzakta değil yani.

Bu oyuncunun Çin'de çürüyecek olmasına üzülmemek elde değil. İsterse 40 yaşında olsun, bu performansı gösteren oyuncular, 'kayıp lig'lerde olmamalılar.

Biz demiyoruz ki gitme, daha fazla para kazanma. Yine git ama 1-2 sene daha göz önünde kal be Drogba!


Balotelli | "Niye Hep O"nun Cevaplarından :)

Bildiğin Balotelli.


Ronaldinho Balotelli.



Neymar Balotelli.



Ronaldo Balotelli.

Valderrama Balotelli






20 Mayıs 2012 Pazar

En Büyük CHELSEA! | Favori ilk yarı öne geçmezse...



Açıkcası maç öncesi tüm tahminlerim Bayern'in lehineydi. Final maçlarının en büyük esprisi de bu. Favori olan taraf erken öne geçemezse, favori olmayan her geçen dakika çelme takmaya daha da yaklaşır. Maçın penaltılara kadar gelmesi, ister istemez Bayern'li oyuncularda stres başlatmıştır. Bir de Robben'in maçın sonlarında kaçırdığı penaltı... 90 dakikada işi bitireceklerine sadece kendileri değil, çoğu futbolsever inanıyordu. Maç penaltılara kalınca, yani şartlar eşitlenince, ister istemez favori taraf psikolojik olarak aşağıya iner.

Dünyadaki tüm Bayern taraftarı, "son dakikalardaki penaltıyı keşke Bastian Schweinstegier atsaydı" diye ağlıyorlardır herhalde. Bayern'in hocasının neden Müller'i çıkartıp, Van Buyten'i aldığı ise soru işareti.

Favori ilk yarı öne geçmezse, favori olmayan genellikle sinsice istediğine kavuşur.

Abramovich'in senelerdir istediği kupayı almasını sağlayan Di Matteo, bu şampiyonluktan sonra Chelsea'de kalır mı? bilinmez. Ama bu şansı ne olursa olsun hakkettiği ortada.


17 Mayıs 2012 Perşembe

Nigel de Jong Tarzı Kutlama!

Sert müdahaleleri ile biliriz Nigel De Jong'u. Sadece maçlarda değilmiş bu sertlik. 

De Jong, Manchester City malzemecisine arkadan müdahale ile şampiyonluğu kutluyor. Maç sırasında yapsa kırmızı tartışılmaz.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Avrupa Pas İstatistikleri | Bak Sen Swansea'ye, Bak Sen Leon Britton'a!



Avrupa'nın en isabetli pas yapan oyuncusu kim?" diye sorsak, çoğunuz "Xavi" der. "O değil" dersek, Yine Barcelona'dan bir oyuncu ya da o seviyede bir takımdan oyuncu söylersiniz.

Avrupa'nın en isabetli pas yapan oyuncusu, Swansea'den Leon Britton. Kendisi bu sezon %93.3 isabetli pas oranı ile oynadı.



İşte Avrupa'nın en iyi pas sanatçıları listesi.



Xavi açık ara listede en iyi gibi gözükse de %'ye vurulduğu zaman, listenin başında beklenmedik bir isim oluyor. ne olursa olsun büyük başarı.

Avrupa'nın en iyi pas yapan takımlarına da göz atalım.











Brenden Rodgers'ın Swansea'sının da bu listede 6. sırada yer alması gerçekten ilginç. Mourinho'nun eski yardımcısı olan Swansea menejeri Brendan Rodgers'ın, The Special One'dan çok şey öğrendiği kesin.

Ve son olarak İngiltere'nin en iyi pas yapan takımları. Brendan Rodgers ve öğrencileri bu listede ise 3. sırada!


15 Mayıs 2012 Salı

Aziz Yıldırım Artçıları



Aziz Yıldırım'ın, Fenerbahçe'nin kurumsal gelişmesine katkısı kadar, diğer kulüpler ile olan ilişkileri de bozduğu bir gerçek. Onun döneminde başladı "Fenerbahçe Cumhuriyetciliği" ve "tek kuvvet" olma hırsı. Aylardır Metris'te olmasına rağmen, kulüp başkanlığı görevini oradan yapıyor.

Nihat Özdemir'in dünkü açıklamalarını izlerken, hem ister istemez güldük hem de bir yandan üzüldük.

Galatasaray şampiyon oluyor.

Fenerbahçe - Galatasaray derbisinden 3 gün önce, kime sorarsanız sorun size kupanın Saraçoğlu'nda verileceğini söylerdi. Her türlü basın organında bu karar alındığı anda gördük, okuduk.

Tekrar. Galatasaray şampiyon oluyor. Saraçoğlu'nda bu kupa alınacakken, Federasyon başkanı Galatasaray soyunma odasına gelip, "kupayı burada verelim" teklifinde bulunuyor. Galatasaray gayet tabii bunu kabul etmezken, Nihat Özdemir tarafından maç sonrası çıkan tüm olaylar, Galatasaray camiasına mal ediliyor.

Nihat Özdemir: "Galatasaray gereksiz fazla sevinerek, taraftarımızı kışkırttı."

Devrilen polis arabaları, ateşe verilen sokaklar, yüzlerce taraftarın kindarca sahaya atlayıp saldırılarda bulunması Galatasaray'ın 'gereksiz fazla' sevincinden oluyorsa, ayıp sana (!) Galatasaray.

Nihat Özdemir tüm bu olaylardan sonra, TV kanallarına bağlanıp "Bu olaylarda suçlu Galatasaray'dır." diyor. Bunu diyerek, gelecekte de aynı olayların daha fazla büyüyerek karşısına çıkacağını hiç mi düşünemiyor? Kadıköy'ü yakıp yıkan taraftar, bir sonraki yüksek gerilimli maçta yine aynı şeyi yapar. Hem de bu defa kafasında hiçbir 'acaba' kuşkusu taşımadan. "Ne de olsa yönetim karşı tarafı suçlar" güvencesiyle.

Aziz Yıldırım'ın önderliğinde ortaya çıkan tablo bu. Şimdi onun kurduğu yönetim ve 'yönetmelik' ile, Aziz Yıldırım devriminin yansımalarını ve artçlı sallantılarını görüyoruz.


14 Mayıs 2012 Pazartesi

Galatasaray Şampiyonluk Kutlamaları!

Hem Florya hem de Arena'daki kutlamalardaydık. Tüm fotoğraf ve videolar tarafımızdan çekilmiştir.



FLORYA














Florya direkleri bile Şampiyonluğa
dayanamadı :)































ARENA




































11 Mayıs 2012 Cuma

Brendan Rodgers Tribünlerde Elvis Presley'ler İstiyor :)




Swansea menejeri Brendan Rodgers, haftaya kendi evlerinde Liverpool ile oynayacakları sezonun son maçı için, taraftarlarından Elvis Presley olmalarını istedi. United'a 2-0 yenildikleri maçtan sonra yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamada,  "Taraftarımızdan haftaya Elvis Presley kostümleri ile stada gelmelerini rica ediyorum" çağrısı yaptı.

Bu sezon Premier Lig'e yükselen bir takım Swansea City. Tüm yorumcular ve basın bu sezon Swansea'nın ligde kalmasını çok zor görüyorlardı. Düşmeyi bırakın takım 12. sırada! Bu ligde kaldıkları için menejer Brendan Rodgers, haftaya kendi stadında karnaval havasını görmek istiyor.

United'a 2-0 yenildikleri maçtan sonra, Brendan Rodgers'ın açıklamaları;



Sezon başında Brendan Rodgers'ı anlattığımız bir yazı;

http://www.mentalfutbol.com/2011/09/brendan-rodgers-swansea-menejeri.html

10 Mayıs 2012 Perşembe

Mancini Balotelli ile Özel Görüşüyor!

City şampiyonluğa yakın taraf. Fakat onları bu konumdan uzaklaştıracak sorunlu oyuncunun kim olduğunu Mancini iyi biliyor. Bu yüzden, İngiliz basınına göre Mancini, Balotelli ile özel görüşmelerine hız verdi.



9 Mayıs 2012 Çarşamba

TÜRKİYE TEMİZ FUTBOL İSTİYOR! | TURKEY WANTS FAIR PLAY!

Çok güzel hazırlanmış bir video. "Erman Toroğlu Cacığı" ile beraber sesimizi duyurmak için biraz da olsun yardımcı olacaktır diye düşünüyoruz.

8 Mayıs 2012 Salı

Xabi Alonso, Mourinho'ya FA CUP Finali Skorunu Söylüyor :)

Bildiğiniz gibi geçen hafta Liverpool ile Chelsea, FA Cup finalinde karşı karşıya geldi.  Eski Liverpool oyuncusu Alonso, Eski Chelsea menejeri Mourinho'ya bakın FA Cup Finalindeki skoru nasıl söylüyor :)

KİM NASIL MUTLU OLUR?




En mağdurdan en ferah olana kadar mutlu olamayacağı bir sistemin içindeyiz. Büyüğünden, küçüğüne kimse memnun olmayacak durumda. Mehmet Ali Aydınlar yönetimine isyan ederken, gelinen nokta onları mumla aramak oldu. 






Cumartesi günü Fenerbahçe kupayı aldı diyelim. Mutlu mu olacak? Evet belki 1 hafta. Sonrasında Metris'ten çıkmayan başkanları için isyan devam edecek. Fenerbahçe için en iyi senaryo, hem ligi hem de kupayı bu sene müzeye götürmek. Bu iki pozitif durumda dahi, Fenerbahçe'yi mutlu etmek zor olacaktır. Memnuniyetsizlikleri bir süre kapatabilir fakat uzun vadede sıkıntılar geçmeyecektir. 

Diyelim Galatasaray ligi kazandı. Mutlu mu olacak? Belki 2 hafta? UEFA'dan gelebilecek olası ceza için tedirgin olacak tüm Galatasaray'lılar. Galatasaray'lı için bu sene şampiyon olmak istemelerinin yegane sebebi, uzun süredir tenefüs etmedikleri Şampiyonlar Ligi vizesi. Bunun riske girdiği bir ortamda, Galatasaray için de en iyi senaryo aslında huzursuzluk içeriyor.



Trabzonspor şu an mümkün olsa da şampiyon olsa bile mutlu olmayacak. Geçen sene kendilerine verilmesi gerektiğini düşündükleri Lig kupası hala belirsiz. Ve gelinen süreç ile bunun olmayacağını anlamaya başladılar. Trabzonspor'u şu an Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapın, yine de mutsuz.

Beşiktaş, UEFA ile başı derde girdi. Şu an işler düzelmiş gibi duruyor ama ferah bir durumda değil. Geçen sene kupanın kime gitmesi gerektiği hakkında zerre kadar ilgilenmiyor, ki doğru olanı da budur. Bu sezon için zaten Şampiyonlar Ligi vizesi alamayacağından, olası Avrupa çıkış yasağına karşı çok ciddi bir tutumu yok. Yeni yönetim uzaktan çok tecrübesiz gözüküyor. Beşiktaş'lı için mutsuz olma nedeni aramıyoruz ama en büyük neden görebildiğimiz kadar, bu yeni yönetim olacak.



Bursaspor da en büyük mağdurlardan. Konu ile alakaları olmamasına rağmen, PFDK'ya sevkediliyorsunuz. Sudan sebepler ile, futbol cinayeti işlediği iddia edilen kişi ve takımlarla bir tutuluyorsunuz. Seni lekelemek isteyen bir federasyonun var, nasıl mutlu olacaksın?

Diğer Anadolu kulüpleri zaten sessiz. Taraftarı ne diyebilir ki? Başkanları havuzdan eksilecek bir büyüğe karşı yaşanacak maddi kaybı düşünmekten, etik ve ahlak durumlarını hiçe sayıyor. Hepsi için bunu söylemek doğru olmaz ama genel tutum bu yönde. Bir yerde hak da vermek gerekiyor. Zaten zar zor ayakta duran bu kulüpler, maalesef büyük balığın artıklarına muhtaç.

Kim nasıl mutlu olsun ki güveneceği bir Federasyon yokken? Federasyonsuz olsaydık, daha mutlu olurduk. Federasyonların amacı o ülke futbolunun haklarını savunmak, eşitliği sağlamak değil mi? En azından buralarda değilmiş.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Galatasaray 2 - Beşiktaş 2 | Haftaya Kıyamet!




Yayıncı kuruluş için sezon başından beri arzu edilen sonunda oldu. Aslında dün Galatasaray'ın şampiyon olmasını bekleyenler, şampiyonluğun son maça kalma ihtimalinin de yüksek olduğunu biliyorlardı.

Galatasaray tribünleri, radyo ve localardaki TV'lerde Trabzonspor - Fenerbahçe maçını takip ettiklerinden ötürü, dünkü maçta takımına tam anlamıyla destek veremedi. Stad full olmasına rağmen, beklenilen atmosfer oluşmadı. Özellikle skor Galatasaray lehine 2-0 olduktan sonra, tribünler iyice diğer maça yoğunlaştı. Bu yüzden aslında bu hafta maçları haftaya oynanacak maçın habercisi oldu.



HAFTAYA KIYAMET


Evet Galatasaray'a beraberlik yetecek Kadıköy'de. Fakat bu oyun mantığı ile sahada olan Galatasaray Fenerbahçe ile zor berabere kalır. Her zaman oynadığı "topa sahip" oyun anlayışını sahaya yansıtmalı. Eğer böyle olursa galip gelme ihtimali de var.

Fenerbahçe'nin ilk 15 dakika çok baskılı başlaması en açık öngörü. Bu baskıdan Galatasaray gol yemezse, topa sahip olmaya başlar ve rakibini yorar.

Kadıköy'de taraftarın %100 baskı oluşturacağı kesin. Fenerbahçe'li futbolcular da buna eşlik edecektir oyunları ile. Fakat maç başladıktan sonra Fenerbahçe'nin gol atmadığı her saniye, onlar için stresin büyümesi demek.

Tüm bu olaylara rağmen Fenerbahçe'nin hem kupada hem ligde final maçlarına çıkmaya hak kazanması büyük başarı. Hala sezonu 2 kupa ile bitirme şansları oldukça yüksek.

İyi olanın ve hakkedenin kazanacağı bir maç olsun demek isteriz fakat hakkeden ve kazanan çoktan belliydi aslında.

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Kayarak Müdahale




Kayarak müdahaleler, oyunun savunma tarafının olmazsa olmazı pozisyonlardır.


Aslında temel olarak 2'ye ayrılır.

1) Topa sahip olmuş oyuncuya kayarak müdahale etmek.

2) Topa sahip olmamış oyuncuya kayarak müdahale etmek.




TOPA SAHİP OLMUŞ OYUNCUYA KAYARAK MÜDAHALE ETMEK

%50'nin üzerinde kırmızı kartlarla son bulan müdahale şeklidir. Hücum oyuncusu topa sahip olduktan sonra,  oyuncunun oyununu bozmak için, ilk önce topa yapılmayan müdahaleler, kırmızı karttır.

Topa sahip olmuş oyuncuya, kayarak müdahale etmek defans oyuncusu için de en iyi seçenek değildir. Kayarak müdahaleler, hareketli toplarda topun kazanılması adına çok daha fazla yardımcı olur. Top zaten durmaya yakın ise, ve savunma oyuncusu topa sahip olmuş ise (top boşta veya ortada değilse) başvurulmaması gerekilir.

Rakip oyuncu hem topa sahip olmuş hem de top hareketliyse, yapılacak kayarak müdahaleler, iyi bir zamanlama gerektirecektir. Aşağıdaki videoda göreceğiniz gibi; Hırvat oyuncu topa sahip olmasına rağmen, İngiliz oyuncu zamanlamasını iyi ayarlayarak topa "temiz" müdahale edebiliyor.



Bu da sarı kart ile sonuçlanan kayarak bir müdahale. Ronaldo tam anlamıyla topun hakimi olmasına rağmen, Joe Cole oyuncuya arkadan kayarak müdahale ediyor. Kitaptaki adı kırmızı karttır, sarı verdiğine kanmayın.





TOPA SAHİP OLMAMIŞ OYUNCUYA KAYARAK MÜDAHALE ETMEK

Bu tarz pozisyonlar, üstteki videodaki gibi hem iyi bir zamanlama hem de rakibi çok iyi takip gerektirir. Top ortada olacağından dolayı, top için yapılan iyi zamanlama, rakibinizin ya da sizin sakatlanmamanız için yeterli olmayabilir. Top için alınan pozisyon ile beraber, rakibin nasıl bir pozisyon alacağını da kestirmek gerekir. En çok ayak kırılma pozisyonları maalesef ki bu tarz pozisyonlardan çıkıyor.








4 Mayıs 2012 Cuma

Beşiktaş 1 - Fenerbahçe 0 | Tayfur Havutçu'dan Beklenmedik Performans!





Beşiktaş 4-3-3, Fenerbahçe 4-2-3-1 ile sahaya çıkarken, oyun içinde iki takımda bu dizilişin gerekliliklerini yerine getiremediler.

Ernst'in, Alex markajı doğal olarak takımını hücumda eksik bıraktı. Ernst uzun süredir bu kadar az hücuma çıktı. Yukarıdaki şemada da göreceğiniz gibi 28 numaralı Ernst tüm maç boyunca Alex ile beraber oynadı. Fenerbahçe'nin etkisiz olmasında Ernst'in bu disiplinli adam markajı çok önemli rol oynadı.

Semih ile oyuna başlayan Aykut Kocaman, fizik olarak bitik oyuncusunu, Egemen ve Toraman'ın kucağına bıraktı.

Beşiktaş'ın sağ tarafında Quaresma'nın "yalancı savunması" yüzünden, Stoch çok rahat topla buluştu ve Hilbert çoğu zaman Stoch ile 1'e 1'de kaldı.

Sol tarafta İsmail'in hücuma az katkı göstermesi ile, Simao çok etkisiz kaldı. Karşısında oynayan Gökhan Gönül kendisine oyun için pek müsaade etmedi.

Alex'in markajdan kurtulamamasından dolayı, Fenerbahçe adına kilidi açabilecek tek oyuncu sahada Christian gibi gözükürken, o da, top rakipteyken çok iyi alan kapatan ve rakibi ısıran Veli ve Fernandes ikilisinden kendine koridor bulamadı.

Almeida golü atana kadar çok etkisizdi. Tıpkı Semih'in Toraman ve Egemen ikilisinden nefes alamadığı gibi, Almedia da Yobo ve Bekir ikilisinden kurtulamıyordu. Beşiktaş ne zaman öne geçti, Fenerbahçe daha çok risk almaya başladı ve Bekir - Yobo ikilisi savunmayı öne taşıdı. Durum böyle olunca Almeida daha serbest kaldı ve daha efektif olabildi. Hem servisleri hem de koşuları daha etkili oldu.

Tayfut Havutçu'nun yaptığı değişiklikler, kendisinden beklenmeyecek derecede doğruydu. Hamleleri çok doğru zamanda yaptı. Fernandes'i en son değişikliğinde kullandı. 85. dakikada Fernandes yerini Aurelio'ya bıraktı. Fernandes'in oyundan daha önce çıkması hata olurdu. Hem savaşcı hem de oyun kontratağa döndüğünde çok iyi toplar atabilen bir oyuncu. 62'de Simao yerine Ekrem değişikliği de çok akıllıca. Kanat oyununa hem enerji hem dinamizm kattı. Yorgun Simao zaten etkisizdi. 72. dakikada Almeida yerine oyuna aldığı Holosko ise rakibp stoperlere zor anlar yaşattı. Ağır Almeida yerine, kontrarak oyununa çok daha katkı sağlayabilen Holosko, daha becerikli olabilseydi, maçı daha öne koparabilirdi.

Aykut Kocaman'ın değişiklikleri, Tayfur Havutçu kadar anlamlı değildi. Huysuzluğu ile bilinen Emre, Selçuk Şahin yerine 60. dakikada oyuna alınıyor. Bu oyuncudan verim beklemek anlamsız. Hem yedek olarak oyuna giriyor, hem de Selçuk Şahin yerine giriyor. Kocaman'ın 60. dakikada bir başka değişikliği, zorunlu. Sakatlanan Gökhan Gönül yerine Özer oyuna giriyor. Böylelikle Mehmet Topuz sağ beke geçiyor. Stoch yerine 80. dakikada oyuna giren Bienvenu ise tabii ki pek etkili olamıyor. Bienvenu bu maça ilk 11 başlasaydı, Semih'ten çok daha etkili olabilirdi. Fizik olarak çok daha hazır bir oyuncu olduğu ortada. Ayrıca Stoch gibi dinamizmi yüksek bir oyuncunun, oyundan alınması pek anlaşılacak bir durum değil. Zaten yenik durumda olan tarafken, hücum oyuncusu çıkarıp, hücum oyuncusu almayı hiçbir zaman anlayamacağız.

3 Mayıs 2012 Perşembe

"Off Çok Heyecanlı"



Süper Final ile heyecan artacaktı ya... Artık Galatasaray'lı için bir Trabzon maçı, Fenerbahçe'li için bir Beşiktaş maçı anlamını yitirdi. Her hafta oynanan bu "büyük"(!) maçlar, derbi denilen şeyin de güzelliğini aldı.

Baklava çok seversin. Her gün yersen, o sevgin 2 hafta sonra azalır.

Birini çok seversin, her gün her saat beraber olursan, zamanla sıkılırsın.

Bir şarkıyı çok seversin, hep onu dinlersen bıkarsın.

..


Futbolu çok seversin, her hafta gözünün içine zorla sokarlarsa, "bu hafta izlemesem de olur" dersin.

..

Bu Play-Off maçlarından sonra, sezon içindeki derbilere kim itibar edecek? "Ne de olsa Play-Off'u beklerim, ona giderim, onu izlerim" demeyecek mi taraftar - seyirci?

Nakit akışını arttırmış olabilirsiniz fakat iddia ettiğiniz gibi futbolun "heyecanını" kesinlikle azalttınız. Emeği geçenlere teşekkürler.

Galatasaray 0 - Trabzonspor 0 | Öyle bir şey işte.



*2 Dunya capinda hocanin 2 buyuk takimi oynadi.

*2 taraf da kazanabilirdi. Ev sahibinde yorgunluk 2. yarida basladi.

*Bir hakem(!) vardı. Tempo yapmak isteyene tempo yaptirmayan. Duduk ile karti birlestiremeyen.

 ..

*Öyle bir sey ki adi Super Final.

*Lidere hep kazik atan, onu koltugundan indirmek isteyen.

*Öyle bir sey ki; futbolculari, taraftarlari, kulupleri birbirine dusuren.

*Öyle ki, sanki yeterince heyecan yokmus gibi, heyecan katan. Can alan, saglik bozan, emek yiyen.

*Öyle bir senaryo ki, hala sucluyu sucsuz gostermek isteyen.

*Öyle ki, hocalarin bile anlam veremedigi.

*Öyle ki, 9 puanlik farkin cope gittigi.

*Öyle bir lig ki, tüm amacı cep şişirmece.

 ..

Öyle işte adı TFF.