28 Nisan 2012 Cumartesi

Trabzonspor 2 - Galatasaray 4 | 'Yıldız' Selçuk İnan !



Galatasaray adına psikolojik açıdan zor olacağı beklenen maç, aslında hiç zor geçmedi. Geçen hafta sezonun en pozitif ve en çok pozisyona girdiği maçını oynamasına rağmen evinde Fenerbahçe'ye mağlup olan Galatasaray adına, açıkcası daha zorlu bir maç bekleniyordu.

Zorlu maçı kolaya çeviren Selçuk İnan'in muhteşem frikiği oldu. Yıldız oyuncu bonservis fiyatındaki 0'larla değil, sıkıntılı dakikalarda sahneye çıkmakla olunuyor. Yüksek pas yüzdesi, yabana atılmayacak koşu mesafesi, pres özelliği, asist yeteneği ve üstüne üstlük skorer özelliği. Selçuk İnan, isminin önüne "yıldız"ı fazlasıyla hakkediyor. 2-0 öndeyken frikik golü atmak ile 0-0 iken atmak arasında çok fark var. 0-0 da frikik golü atmak, 2-0'da atmaya göre çok daha fazla meziyet gerektirir. İnan, bu meziyetlere fazlasıyla sahip. 



Galatasaray'ın 2. golünde yine Selçuk sahneye çıktı ve Necati'ye güzel bir kafa golü attırdı. Aynı şekilde 3. golde Necati'ye asisti yapan isim Eboue olsa da, Eboue'yi ceza sahasına sokan yine Selçuk İnan'dı.

4. golde Eboue'nin boşa çıktığını gören Ujfalusi, çok güzel bir uzun top atarak, Eboue'ye 4. golü attırdı. Bu golde, Eboue'nin top kontrolü de lezizdi.

Galatasaray 2 gol yemesine rağmen doğru stratejiyle oynadı ve 'yıldız' oyuncusunun katkısı ile pek de zorlanmadı. Galatasaray bu galibiyet ile play-off serisinde 2 deplasmanı da atlatmış oldu, son haftadaki Kadıköy deplasmanı, Galatasaray'ın kalan tek deplasmanı.

27 Nisan 2012 Cuma

Galatasaray'ın Dikine Oynama Zorunluluğu



Bu sene, Galatasaray'ın göbekten dikine oynayacak oyuncu sayıları, kanata inecek oyuncu sayısından daha fazla. Tüm kanat organizasyonları bir bek olan Eboue'den bekleniyor. Hücumcu kanat oyuncuları diye sahaya sürülen Emre Çolak ve Engin Baytar, aslında orta sahadan dikine oynamak için doğmuşlar. Kanatlardan çizgiye inmelerini demek verimsiz olmaları demek . Bu sezon bunu çok gördük.

Selçuk İnan, Melo, Engin ve Emre'ye, bir de ileri uçtan göbeğe gelip top alan forvetler eklenince (Elmander, Necati) Galatasaray'ın atak olasılıkları kısıtlanıyor. Rakip biliyor ki, burada disiplinli şekilde savunma yaparsa ve kendi ceza sahası önünde kalabalık olursa, Galatasaray'ı durdurabilir.

Gelmiş geçmiş dikine oynamayı en iyi beceren Guardiola'nın Barcelona'sı bile iyi savunma ile durdurulabiliyormuş, bu hafta bunu 2 defa gördük. Gerek Real Madrid gerekse Chelsea kendi ceza sahası önünü iyi kapatıp, full konsantrasyonla oynayınca, biraz da şans yanlarında olunca bu tarz oyunu durdurabildiler. Barcelona'nın oynadığı dikine oyunun, Galatasaray'ınkine göre x2 hızlı olduğunu da not düşmeliyiz.

Galatasaray bu sezon dikine oyunu ile aslında şampiyonluğu çoktan hakketti. Play-off icadı olmasaydı, şu an açık ara şampiyonluğunu ilan etmişti. Bu denli başarılı bir sezon geçirmiş bir takımın oyununu eleştirmek değil amacımız fakat atak organizasyonlarında dikine oynamaktan başka bir seçeneğinin olmadığını da söylemek zorundayız. Galatasaray gelecek sezon kanatları kullanmak için gerekli adımları atmalı. Bunun için, gerçek mevkisi kanat olan atak oyuncuları takıma kazandırılmalı. Böylelikle hücumdaki etkinlik artacak ve rakiplerin adam adama savunmaları takımı daha zor durduracak.





25 Nisan 2012 Çarşamba

Kevin De Bruyne İlk Donukuş, Hatta İkinci!

Kevin De Bruyne 1991'li bir oyuncu. Kendisi Chelsea'nin oyuncusu, şu an Racing Genk'de kiralık olarak futbol oynamakta. Teknik kapasitesi oldukça yüksek bir oyuncu. 2 hafta önce Belçika liginde yaptığı bu güzel hareketi izleyelim;

 

Gary Neville Arap Spikerlere Özenirse :)

Sky Sports'da maçı yorumlayan Gary Neville, Torres golü atınca Arap spikerleri aratmıyor :))

"Goyduk Eğleniyoruz"

(Bu yazı Mehmet Topuz'un Fatih Terim'e "Goyduk Eğleniyoruz" haberinin gerçek olduğu varsayılarak yazılmıştır)



Fatih Terim bırakın Türkiye'deki futbolcuları, yurtdışındaki futbolcu ve futbolseverlerin de sevgi - saygısını kazanmış bir teknik direktör. Kendisi sırf bu sene Galatasaray'ı çalıştırıyor diye, çok önemli yıldızlar Galatasaray'a geldi. "Fatih Terim'in beni istemesi büyük gurur.", "Fatih Terim gibi bir isimle çalışmak için Galatasaray'ı seçtim." cümlelerini sezon başı Galatasaray'a gelen bir çok futbolcudan duyduk. Eboue'nin "Arsene Wenger, Fatih Terim ile çalışmamın benim için iyi olacağını söyledi" demesi de heralde şu paragrafta anlatmak istediklerimizi en iyi anlatan cümle olur.

Durum böyle olunca, Mehmet Topuz gibi milli takımda oynamış bir oyuncunun yaptığı terbiyesizliği anlayamıyorsunuz. Fenerbahçe tribünlerinden bir taraftar soyunma odasında seviniyor olsa, Fatih Terim "Ne Yapıyorsun niye taraftarı tahrik ediyorsun?" dese, belki Mehmet Topuz gibi cevap verir. O da taraftardır dersin geçersin zaten.

Fatih Terim ülke futbolunda en çok sözü geçen isimlerden. Her yerde parmağı olan, saygı duyulan bir insan. Mehmet Topuz bu hareketi yaparken kendi kariyerinde bile sıkıntı yaratabilecek bir durum yarattığının farkında mı acaba? Bir gün Fenerbahçe'de istenmezsen, sırf bu hareketinden dolayı bile sana bazı kapılar kapanmış olabilir. Maçı kazanırsın kaybedersin, fakat Karakterini ve haysiyetini kaybetmişsen onu kazanamazsın.

23 Nisan 2012 Pazartesi

Mourinho Chelsea'ye?



İngiliz basını Mourinho'nun 2. Stanford Bridge döneminin gelecek sezon başlayabileceğini yazdı.

Daily Mail'in haberine göre Abramovich, Mourinho'nun sözleşmesindeki serbest kalma maddesine göre 25 Milyon Pound'u  ödemeye hazır.

 Habere göre Abramovich, Portekiz'li teknik direktöre senelik 9 Milyon Pound vermeyi planlıyor.



Galatasaray 1 - Fenerbahçe 2 | Şaşırdınız mı?



Aslında maçı izlediyseniz, başlıktaki soruya yanıtınız "evet" olmalı. Bu maç Kadıköy'de oynansa, atak yapan takım Fenerbahçe olsa muhtemelen maç 6-7 olurdu. Fenerbahçe stratejik olarak doğru oynasa da, eğer skor lehlerine bitmeseydi, "Fenerbahçe neden bu kadar defans yaptı?" eleştirisini muhakkak alırdı.

Galatasaray sezonun en iyi oyunlarından birini çıkardı. "Olmayınca olmuyor" maçıydı resmen Galatasaray adına. Ne olursa olsun ezeli rakibinize karşı oynuyorsunuz, oyunu bu kadar domine etmeninizi kimse bekleyemez. Arena'daki taraftarlar bile takımlarının bu kadar pozisyona gireceğini düşünmüyorlardı. Fatih Terim'in dediği gibi iş daha da heyecanlı hale geldi.

 Asıl soru burada ama, "Bu heyecana ihtiyacımız var mı?" Play-off denen olay ortaya çıkartılırken, muhtemelen bu senaryolar konuşuluyordu. "Bir takım arayı açar giderse para kazanamayız bu sezon, üye kaybederiz. En iyisi play-off diye bir şey çıkaralım, arkada olan takım bir bakarsınız play-off'larda rakibini yakalar, işte bu para." Zaten şuan yayıncı kuruluşun istediği senaryo gerçekleşti. "Yayıncı kuruluş mu atsaydı Aydın'ın kaçırdığı golleri?" diyenlere de hak vermemek mümkün değil. Dün Galatasaray, son vuruşlarda %1 daha başarılı olsaydı, play-off denen bu saçmalığa tepkisini en güzel şekilde koymuş olacaktı.

Son dönemdeki "kızacak adam bulunamayan" maçlardan biri oldu kaybeden takım adına. Galatasaray'lı ne hocaya, ne futbolcusuna ne kendisine ne de hakeme tepki gösterebilirdi. Dünyaları kaçıran Aydın'a bile, geçen hafta Beşiktaş maçında attığı golden ötürü kızamayan bir taraftar var. Oynanan futbol ezici derecede Fenerbahçe'ye göre üstündü. Atmosfer muhteşemdi. Hakem çok dengeli bir maç yönetti. Aslında seneler sonra futbolun böyle bir şey olduğunu görmemizi sağlayan bir maç oldu; adaletsiz olduğu kadar heyecanlı, her koşulda 3 olasılığı mümkün kılan.

Mekanın Cennet Olsun Emre Mungan!

Asker arkadaşımdı. Dün gece derbiden sonra ölüm haberini aldık. Trafik kazası. Çok acı. Mekanın cennet olsun Emre Mungan!

20 Nisan 2012 Cuma

İstatistikler vs 'Büyük' Topçular!


İsimler büyük de, bu isimlerin sezon boyunca yaptıkları katkı bazen koca bir "sıfır" olabiliyor. Zamanında oynadıkları takımlarda başarılı olmuş ya da olmasa da o takımın bir parçası olduğundan dolayı isim yapmış oyuncular, transfer olduğu bir başka takımda önceki başarıları ile paralel gidecek diye bir kaide yok.

Quaresma "büyük topçu". Nerede? Belki antrenmanda. Sahada, Rizespor'dan alacağınız vasat bir oyuncu da onun sezon içindeki istatistiklerine ulaşabilir. Belki trivela ile değil normal ayak içi ile, ama ulaşır. Alex'in, Elmander'in, Melo'nun Avrupa'da Quaresma kadar piyasası tabii ki yok. Fakat bu isimlerin takımlarına verdikleri katkı ile, Quaresma gibi "neden geldim İstanbul'a" tarzı futbolcuların katkıları kıyaslanmaz bile.

Anlatmak istediğimiz; bizim ligimizde oynayan oyuncu, Beşiktaş'a gelmeden önce bildiğimiz Quaresma değil. Bir dönem Avrupa'nın en iyileri arasında olabilir fakat sahada gösterdikleri ile kariyeri bağdaşmıyor. Şu an en bariz örnek Quaresma diye bu örneği kullandık. Aynı şeyi 'bir Quaresma olmasa da' Riera için de söyleyebiliriz. Sezon boyunca kendisi beklentinin altında kaldı.

Büyük isimler, büyük kariyerler, ödenen milyonlar. "ya tutarsa" diye alınan büyük isimler, koca bir kumar. Ülkemizdeki kulüplerin bu kumarı oynamak için yeterli ekonomik gücü yok.

16 Nisan 2012 Pazartesi

Beşiktaş 0 - Galatasaray 2 | "Melo'nun gol ofsayt"


Şu derbi için çoğunluğun tek söylediği, hakemin maça %100 etki ettiği. Melo'nun golüne ofsayt diyen kitlenin, şu koca Play-Off geyiğinin koca bir ofsayt olduğunu bilmesi gerekir.

Beşiktaş beklenenden çok daha arzulu bir şekilde maça başlamasına rağmen, takım olmaktan çok uzak bir düzende olduğundan, yenilgiden kurtulamadı. Bazen iyi oynar, bazen de kötü oynarsınız. Fakat takımın bir kurgusu yoksa, kazanmak her zaman daha güçtür. Beşiktaş derbide sahipsiz gibiydi. Arkasında ne bir yönetim, ne de takımını yöneten bir teknik direktör yok gibiydi. İyi oyuncuların kadroda olmasının başarı için yeterli olmadığının en büyük kanıtı, bu seneki Beşiktaş takımı.

Galatasaray tüm sezon boyunca yaptığı başarılı takım savunmasına, bu derbide de devam etti. Resmen bunun ekmeğini yedi. Hücum anlamında etkinlik gösteremediği bir maçta, Galatasaray'ın İnönü'den 2-0 galibiyetle ayrılması, normal sezonu 9 puan farkla lider bitirdiğinin bir ispatı. Aydın'ın gol tek kelime ile inanılmaz. Golden önce ayakta duruşu ve yıkılmayışı, gol kadar güzel. O mücadeleden çıkıp, yakın direğe o şiddette bir şut çıkarmak, gerçekten ekstra çalışma ile açıklanabilir.

Hakem hakkındaki yorumların kesinlikle gereğinden fazla olduğunu düşünüyoruz. Verilen ofsayt 3-5 cm. "Neden verdi?, neden vermedi?" denemeyecek kadar yakın.

"Eboue tribünleri tahrik etti!" cümleleri "günah". Hiçbir ülkede, hiçbir müsabakada kafasına yabancı madde atılan futbolcu eleştirilmez. Biz "tribünleri tahrik etti" diyip, resmen taşkınlık yapan tribünleri savunuyoruz. Kimse kusura bakmasın. 100 tane kendini bilmez taraftarın bu tutumunu savunmak, bu olaylara zemin hazırlamaktır! Sahaya girip, futbolculara saldıranları eleştirmek yerine, futbolcunun taç atışını kullanmadığını konuşmak nasıl açıklanabilir?

"Süper Final" ismi ile önümüze sunulan bu saçmalık, ortamı daha da germekten başka bir şey değil. Birileri daha fazla kazanacak diye yapılan bu organizasyonlar, Melo'nun ofsayt golünden daha da ofsayt.

10 Nisan 2012 Salı

"5 puan kapanmayacak fark değil" (Psikolojik ve Stratejik Etkenler)


Tabii ki değil. Bu 3 puanlık sistemde 2 maça bakar Galatasaray'ın şampiyonluğu kaybetmesi. Fakat bu 5 puanın getirmiş olduğu psikolojik etkenleri konuşmak lazım.

Dün kuralar çekildi, fikstür belli oldu. Buna göre ilk hafta Beşiktaş - Galatasaray, Fenerbahçe - Trabzonspor maçları oynanacak. 5 puanlık fark ile play-off'a başlamış Galatasaray'ın İnönü'deki oyun tavrı ile, lideri 5 puan geriden takip eden Fenerbahçe'nin Trabzon maçındaki futbol tavrı aynı olamaz. Fenerbahçe mutlak kazanmak için oynayacak. Fenerbahçe için beraberlik iç sahada düşünülemez bir durum, eğer şampiyon olmak istiyorlarsa. Sürekli gol için Trabzon kalesine yüklenecek. Bundan doğacak defansif zaafları da iyi savunmak zorunda. Fakat Galatasaray İnönü'de daha sabırlı ve dengeli oynayabilir. Bu lükse sahip. Kazanmak zorunda olmadığı bir maç. Mutlaka Galatasaray'da kazanmak isteyecektir fakat Fenerbahçe gibi mutlak kazanması gerekmemektedir. Futbolda bu "mutlak galibiyet" için çıkılan maç ile "1 puan da kurtarır" kafası ile çıkılan maçların psikolojik etkenleri çok farklıdır. Saha içinde "1 puan da yeter" tarafı genellikle gole ve galibiyete daha yakın olan taraftır.

Bu psikolojik etkenlere göre, hocaların ve ekiplerinin stratejik gereksinimleri ve düşünceleri değişkenlik gösterecektir. Galatasaray'daki 5 puanlık fark ile doğan psikolojik üstünlük, Fatih Terim ve ekibinin stratejik hamlelerini de arttıracaktır. Bir başka değişle, beraberliği de ihtimaller arasında olacaktır. Aykut Kocaman ve ekibinin bu 5 puanlık fark yüzünden stratejik hamleleri daha kısıtlı olacaktır.

Bu değerlendirme sadece ilk hafta maçları ile ilgili oldu ama bu puan farkının ileriki haftalara sarkması aynı sonuçları doğuracaktır.

5 puanlık fark çok büyük fark gibi gözükmese de psikolojik açıdan çok büyük avantajları var. Bu psikolojik üstünlüğü kullanabilmek için de, tecrübeli bir hoca gereksinimini Galatasaray Fatih Terim ile rahatlıkla giderir.

8 Nisan 2012 Pazar

"Biz Temiziz"

Yıldrım Demirören federasyonunun planı yavaş yavaş belli olmaya başladı. Duyumlara göre TFF, UEFA'ya "saha içinde sorun yok, kirlilik yok, biz temiziz" diyecek. Bir başka duyuma göre, İtalya, UEFA'nın Türkiye'ye gösterdiği töleranstan, olayın başından beri şikayetçi.

Bundan 3-5 sene önce Denizlispor maçında şampiyonluğu kaybeden Fenerbahçe, Aziz Yıldırım önderliğinde UEFA'ya başvuruyor. "Türkiye'de şike var, teşvik var. TFF'ye başvurduk, ilgilenmiyorlar. Türkiye'de şike olaylarının önlenmesi için size başvuruyoruz."

Önceki sezon sonu Trabzonspor aynı şekilde UEFA'ya başvuruyor. "bu sezon ligimizde şike vardır, kontrol etmenizi öneriyoruz."

Tüm bu şikayetlerden sonra, Yıldırım Demirören federasyonu UEFA'ya, "biz temiziz" raporu verecek. Sizce UEFA "kardeşim temizsin de bu bize yazılan 'şike vardır' mektupları ne?" demez mi?

Üzülerek söylüyoruz fakat federasyonumuzun bu tutumu ve stratejisi ile ceza kapıda. Hem "3-5 sene Avrupa'ya gitmesek ne olur" değil mi?

Manisaspor 0 - Galatasaray 4 | Dikkat Kaleci Var!


Fenerbahçe'nin Antalyaspor'u mağlup etmesinden sonra, şüphesiz ki Galatasaray için Manisa maçı önemini katlamıştı. Manisaspor 10 kişi kalmadan önce de Galatasaray oyunu domine ediyordu fakat doğal olarak 10 kişi kalan Manisaspor'a karşı Galatasaray daha net pozisyonlar buldu.

Maç öncesinde küme düşmesi kesin olan Manisaspor'un hırsı ilk başta enteresan gibi gözükse de, Süper lig'deki son maçlarında kendilerini göstermek istemeleri, en azından 'normal sezonu' şampiyon bitirmiş bir rakibe karşı kaybetmemek istemeleri ve bu anlamda hırslı oyunları anlaşılabilir.

Galatasaray'ın gelmiş olduğu nokta belli. Şampiyon olur olamaz fakat bir gerçek var ki ligdeki en doğruları yapan takım. Doğruları yapmak da en arkadan yani kaleciden başlıyor. Muslera ne kadar doğru bir transfer olduğunu rekor kırarak resmen kanıtladı. Galatasaray takım savunmasını çok iyi yapan bir takım, bunun üstünde üst düzey bir kaleci takımda olunca, takım gerçekten zor gol yiyiyor. Muslera hem oyunu iyi başlatıyor, hem yan toplarda iyi, hem savunma ile diyalog içinde hem de zamanlaması iyi olan bir kaleci. Galatasaray böyle bir kaleciye sahip olduğu için çok şanslı. Sezon başında verilen bonservis bedellerini tartışan futbolseverler, şimdi kendisi için ödenen paraların ne kadar doğru olduğunu anlıyorlar.

Melo'suz orta saha, Manisa maçında hiç sırıtmadı. Melo ve diğer orta saha oyuncuları tabii ki önemli oyuncular. Fakat Galatasaray adına o bölgede "olmazsa olmaz" tek oyuncu Selçuk İnan. Hem defansif hem de ofansif anlamda takıma bu kadar katkı sağlayan oyuncu bu seneyi bırakın uzun senelerdir yok.

Fenerbahçe ile puan farkı olmasaydı bile, şampiyonluk için favori Galatasaray olurdu. "O maçlarda neler olacağı hiç belli olmaz" cümlesi pek samimi değil. Ortada, normal sezonda en yakın rakibine 9 puan fark atmış, ve o play-off grubunda hiçbir takıma yenilmemiş bir Galatasaray var. Bize göre "o maçlarda bazı şeyler belli olur". Hatta, "O maçlardan önce bazı şeyler belli olur." Galatasaray şampiyonluğun açık ara favorisi olarak play-off'lara giriyor.

6 Nisan 2012 Cuma

Mehmet Özdilek Özgüveni


Mehmet Özdilek, takımının Fenerbahçe ile oynayacağı maç öncesi çok umutlu. Bir takım son maça küme düşmemek için çıkıyorsa, nerede ve kiminle oynadığının çok önemli olmadığı mesajını veriyor. Katılmak elbetteki mümkün değil. Fenerbahçe'nin uzun süredir evinde maç kaybetmemesi ile beraber, Antalyaspor'un Fenerbahçe'yi deplasmanda yendiği son maç 30 sene önce.

Antalyaspor'un Samsunspor ile arasındaki puan farkı 3. Samsunspor bu hafta evinde Sivas ile oynarken, Antalya'nın Kadıköy'de Fenerbahçe ile oynuyor olması, Antalyaspor adına büyük sıkıntı. Fakat aradaki 3 puanlık farkı, Antalyaspor için Kadıköy'de beraberliği de olumlu kılıyor.

Eğer ki Play-off sistemi olmasaydı, Yani bir başka değişle Fenerbahçe ligi 2. bitirmeyi garantilemiş olup, şampiyon olma şansının olmadığı bir ortamda olsaydık, o zaman Antalyaspor'un işi daha kolay olabilirdi. Fenerbahçe, lider Galatasaray'ın daha gerisinde kalmamak için, ya da farkı kapatmak için bu maça asılacaktır.

Mehmet Özdilek'in kendine güvenli konuşmaları, 2008 Avrupa Şampiyonası'nda Milli takımımızın Portekiz'le oynadığı ilk grup maçı öncesinde, Fatih Terim'in konuşmalarına benziyor. "Rakip önemli değil çıkıp kazanacağız" mesajı, futbolcular için özgüven ve motivasyon kaynağı.