12 Eylül 2012 Çarşamba

Selçuk İnan Her yerde oynar!




Her meslekte, her ortamda, her durumda kontrol altına alınması en güç olan şeylerden biri baskıdır. Eğer baskıyı kontrol etme yeteneği ve birikimine sahipseniz, ulaşmak istediğiniz hedefler size daha yakın olacaktır.

Uzun süredir "milli takım taraftarı"nın tek bir çatı altında toplandığı mevzu, Selçuk İnan mevzusu oldu. Fener'lisi, Beşiktaş'lısı, Trabzon'lusu, Bolu'lusu; Selçuk İnan'ın oynamasını istiyordu. Dün Saraçoğlu'nda, taraftarların "Selçuk Selçuk" diye bağırmaları, ne yalan söyleyelim hoşumuza gitti.

Dönelim futbolcunun tarafına. Geçen hafta Hollanda'da yedek olarak bile oyuna girememişsin. İçeride kolay bir rakibe karşı hoca seni 11'de sahaya sürmemiş. Bununla beraber tüm hafta boyunca basın ve halk, senin oynamamanın çok büyük bir hata olduğunu yazmış, konuşmuş. Bu, oyuncunun gururunu okşamakla beraber, onu strese sokup, baskı altına alabilecek bir unsur. Bu baskı altında maçın 2. yarısının ortalarında oyuna girmişsin. Oyuna girmenin tribünlerin çağrısı ile de alakalı olması muhtemel. Rakip her ne kadar 10 kişi olsa da, her ne kadar senin standartında olmasa da, o maçta ayak titrer. Seni destekleyen ve oynamanı isteyen milyonlara karşı bir borç altında zemindesindir.

Sol bek Hasan Ali çizgiye inip bir top keser. Top hem dönerek hem sekerek gelir. Hem de işin en zoru ters ayağına gelir. O topu ters ayakla döndürerek, kalecinin uzağına kesmek demek; yetenekli futbolcu olmak ile beraber, kriz ve baskı durumlarında kendini iyi yönetebilen olgun bir futbolcusun demek. Kendisini Old Trafford'da izleyecek scout'ların, Manchester'a boşuna gelmeyecekleri demek. Dünyanın her takımında oynayabilir demek.

Hiç yorum yok: