17 Mart 2012 Cumartesi

Fenerbahçe 2 - Galatasaray 2,5


Açık konuşmak lazım, son yıllardaki en güzel derbilerden biriydi. Fenerbahçe'nin ilk yarıdaki müthiş golleri, Galatasaray'ın ilk 30 dakika başka bir takım gibi oynamasına neden oldu. 30 dakikadan sonra Galatasaray kendine geldi ve sezon boyunca oynadığı oyunu sahaya sergileyebildi. 30 dakika Fenerbahçe'yi izleyen Galatasaray, geriye kalan 60 dakika boyunca Fenerbahçe'ye Kadıköy'de kendi oyununu izlettirdi.

Fenerbahçe'nin 2 golü de leziz fakat bu leziz golleri süsleyecek ve devamını getirecek "takım oyununa" sahip değiller. Muhtemelen o iki güzel gol olmasaydı, Fenerbahçe uzun süredir mağlup olmadığı Saraçoğlu'ndan bugün mağlup ayrılacaktı. Gollerden sonra Fenerbahçe takımı sahada yoktu. Hem fizik, hem de oyun olarak çok düştüler. Çoğu ikili mücadeleyi kaybettiler. Galatasaray takım savunmasından ödün vermeden 2 gol yedi, Fenerbahçe'nin bireysel olarak sonuca gitmesinin dışında, Galatasaray savunmasını zorlayacak gereklilikleri yerine getiremedi.

Galatasaray'ın bu seneki organize olabilme yeteneği ve fizik gücü çok iyi durumda. Takım, Kadıköy'de 2-0 geriye düşmesine rağmen bunun altından kalkabilecek psikolojik güce de sahip. Bu çok önemli. Galatasaray bugün net 2-0 maçı kazanmış olsaydı, belki play-off'a bu kadar rahat giremeyecekti. Kadıköy deplasmanında 2-0'dan geri gelmek ve maçı, son dakikada direkten dönen top yüzünden kaçırmak, psikolojik anlamda Galatasaray takımını kesinlikle bir adım daha öne itti.


Teknik direktörler bu maçta direk ön plandaydılar. Aykut Kocaman'ın Stoch'u çıkarıp, oyunu tutmak istemesi, Galatasaray'ın gol atacağının ve en azından bu maçtan mağlup ayrılmayacağının göstergesiydi. Oyunu okuyabilme yönünden Aykut Kocaman'ın eksikleri olduğu bir gerçek. Kadıköy'de Galatasaray'a karşı bu kadar coşkulu bir taraftarı arkana almışsan, artık oyunu tutmak gibi bir lüksün olamaz. Galatasaray bu ligin en organize takımı; rakip oyunu tutmak isteyip, geriye yaslandığı zaman, o kilidi açacak oyunculara ve takım oyununa sahip. Fatih Terim ise yorulan Emre Çolak yerine Aydın ve Necati yerine Baros'u alınca, Galatasaray daha zinde öne çıkabildi. Aykut Kocaman, yanlış değişiklik ve strateji ile takımının 3 puanı almasına engel oldu. Fatih Terim ise bu konuda bir usta. Hangi taş yerine hangi taşı koyması gerektiğini çok iyi okuyor ve 10 dakika sonra maçın hangi havaya girebileceğini iyi görebiliyor. Yaptığı değişiklikler ile takımının son anda Kadıköy deplasmanından galibiyeti kaçırmasında önemli rol oynadı.


Teknik direktör farkı ve takım oyunundaki üstünlük nedeniyle, "Fenerbahçe 2 - Galatasaray 2,5" demek yanlış olmaz. Bu "0,5"lik fark Galatasaray'a puan anlamında yansımasa da, Play-off'larda psikolojik anlamda katkı sağlayacaktır. Fenerbahçe'nin taraftarına "Kadıköy'de Galatasaray hediyesi" verememesi, iç huzursuzluğa neden olabilir. En nihayetinde, kavgasız gürültüsüz ve güzel futbollu bir derbi izledik.

4 yorum:

jamall dedi ki...

İlk 2 gole rağmen Galatasaray iyi toparladı. Defans ve Muslera sakindi topa bastılar. Bunda daha önce Kadıköy görmüş az futbolcumuzun olması bir artı oldu bence. Eğer daha önceki kadrolar olsaydı kaç kırmızı kart ve nasıl bir farkla biterdi bilmiyorum.

Bir de Aykut Kocaman'ı eleştirenleri anlamıyorum. Maç 2-1 takım 30. dakikadan beri fizik gücü olarak karşılarındaki takıma teslim olmuş. Bence yapması gerekeni yaptı. Selçuk Şahin değil de daha adam gibi bir orta saha oyuncusu olsaydı elinde bu kadar eleştirilmezdi. Türk taraftarı mantığı devamlı saldırmalı takım diye düşünüyor da, çapını bilmek önemli.

Bugra Sisman dedi ki...

Aykut Kocaman'ın eleştirilmesinin sebebi zaten takımın " 30. dakikada fizik olarak teslim olması"ndan başlıyor :)

jamall dedi ki...

Malzeme bu usta. :)

Adsız dedi ki...

Kavgasiz gurultusuz mac oldu demissiniz. Bunun bir tek sebebi varsa kasi alni yarilip sesini cikarmayan GS teknik kadrosu ve camiasidir.