3 Ekim 2011 Pazartesi

Sabri Sarıoğlu olmak


Bir insanı sevip sevmemek tamamen senin elinde. Fakat yaptığı işe saygı duymak zorundasın. Yıllarca İbrahim Üzülmez ile dalga geçen ve nefretle bakan taraftarlar gördük. Hangi hoca gelirse gelsin İbrahim'i kesemedi. Takım kaptanı oldu, yine de acımasızca eleştirildi. Oynadığı kulübün kaptanlık mevkisine herkes ulaşamazdı. O bu şerefe layık görüldü. Bazen yeteneğinden doğan açığı temposu ve bitmek bilmeyen enerjisiyle örtmesini bildi. Kendisine saygı duymayanların en azından takım kaptanı olarak kendisine saygı duyması gerekirdi. Biz böyle bir toplumuz işte. Bir insan işinde çok yetenekli değilse, onun diğer özelliklerini görmeyip, yerden yere vuruyoruz.

Sabri de İbrahim Üzülmez ile aynı kaderi paylaşmakta. Arda'nın gidişinden sonra Galatasaray'ın kaptanı olan Sabri, önceki senelerde eleştirildiğinden daha da fazla eleştirilir oldu. Tam tersine Galatasaray kaptanlığı layık görülmüş bir oyuncuya gerekli saygı gösterilmelidir.

Neyse benim bu yazıda değinmek istediğim konu Sabri'nin nasıl hissettiği hakkında. Galatasaray altyapısından çıkmış bir oyuncu. Tribündeki çoğu taraftardan Galatasaray'lı olmanın ne demek olduğunu daha iyi bilen biri. Galatasaray'ın altyapısına hizmet verdikten sonra, 2003'den beri A takımda bulunmakta. Neredeyse her gün Florya'da antrenman yapmakta. Değişen yönetimler, hocalar, takım arkadaşları.. Ama kendisi hep orada. Küçük bir çocukken de Galatasaray onun eviydi, şimdi evlendi yine onun evi. Şimdi böyle bir adamdan bahsettikten sonra bu adamın oynadığı futbolu, kalitesini, açtığı kanserli ortaları bir yere koymak zorundasınız. Bunları hiç bir şekilde beğenmek zorunda değilsiniz. Her atağa çıktığında muz orta da açsa sevmeyebilirsiniz, her kestiği top dışarı çıksa da sevmeyebilirsiniz. Buradaki mevzu bu adamın Galatasaray için gösterdiği özveridir. Her maçta genellikle ilk 11'de. Her çıktığı maç da iyi de oynasa kötü de oynasa maç sonunda ''yeterli değil'' yorumları geliyor. Türkiye'de kaç tane sağ bek var ki hem temposu yüksek hem de az sakatlanan?

Ben hakikaten kendisinin, hakkında yapılan saçma sapan geyikleri görünce ne düşündüğünü merak ediyorum. Bir insanın bunu kaldırabilmesi çok zor. Galatasaray'da oynuyorsunuz, Milli takımın vazgeçilmezlerindensiniz fakat insanlar sizin açtığınız ortalarla, verdiğiniz demeçlerle dalga geçmeyi alışkanlık haline getirmişler. Sinirlenmemek, sessiz kalmamak mümkün mü? Tüm bunlara nasıl tepkisiz kalabiliyor anlamak güç. Ciddi anlamda kendini tuttuğunu düşünüyorum. Bunları görüp özgüven kaybı yaşamamak büyük beceri. Her şeyi geçelim. Annesi, babası, eşi, arkadaşları kendisi hakkında bu yazılanları, söylenenleri okuyorlar, duyuyorlar. Sabri bu duruma nasıl da kayıtsız kalabiliyor? Galatasaray futbolcusunun böyle şeylere kulak asmaması çok doğru fakat mental anlamda saha içine bunları negatif anlamda yansıtmaması, hep çalışkanlığını ortaya koyarak formasının hakkını vermesi takdire şayan.

2-3 senedir kendisi hakkındaki yorumlar artık bardağı taşıran cinsten. Hayatında futbol izlememiş insanlar bile sadece arkadaş ortamında ''yalakalık'' yapıp ortamı şenlendirme adına Sabri'yi malzeme olarak kullanabiliyorlar. Halbuki kendileri hayatlarının hiçbir evresinde Sabri kadar özverili olmaya yakın bile olamamışlar. Google'da Sabri Sarıoğlu yazdığınızda çıkan sonuçlardan biri de ''Sabri Sarıoğlu geyikleri''. Dediğim gibi kalitesini sonuna kadar eleştirebiliriz fakat iş aşağılama noktasına gelince insanın sinirleri bozuluyor.

Sabri gerek statta gerek gazetelerde gerek sokakta kendi hakkında saygısızca konuşan insanları elbette görüyordur. Sabri'nin güzelliği de burada zaten. Bir insan acımasızca 2-3 senedir ufacık cocukların ya da hayatında futbol muhabbeti etmemiş insanların ağzına sakız olup, dalga konusu oluyorsa özgüvenini kaybeder. Dikkat edin Sabri de bu hiç yok. Sonuna kadar mücadele ediyor ve kulaklarını kapatmasını biliyor. Normal de başka bir futbolcu büyük ihtimalle artık patlama noktasına gelirdi. Onun 10'da 1'i kadar eleştirilmeyen Hakan Balta, Sabri'den çok daha az özgüvene sahip. Hakan koca maçta atağa 3-4 kere katılırken, Sabri her şeye rağmen neredeyse Kazım kadar rakip kaleye baskı uygulamaya çalışıyor. Bunu iyi yapıp kötü yaptığını tartışabilirsiniz fakat burada saygı duyulacak bir adamdan bahsediyoruz.

2-3 senedir sürekli aşağılanan Galatasaray kaptanının, bunca terbiyesizliğe rağmen kulaklarını kapatıp Galatasaray forması için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışması onun kaliteli bir insan olduğunu gösterir. İyi niyetli insanlar bizim ülkemizde ezilmeye mahkum durumdalar. Sesi yükselmeye müsait, insanları aşağılayarak bir yere gelenler de el üstünde tutulurlar. Galatasaray formasıyla çıktığı maçların hepsinde %100'ünü vermeye çalışan bir futbolcunun bu derece dalga konusu olması, üstelik kendi takım taraftarının da bu ortama ayak uydurması hiç hoş değil.

Hiç yorum yok: