3 Şubat 2012 Cuma

"Dayak Yiyeceksek Beraber Yiyelim, Beraber Atmasak da Olur"


Küçükken hatırlıyorum. Mahalle kavgaları olurdu. Yan mahalle ile kavga edeceğimiz zaman, küs olduğumuz arkadaşlarımızla bir anda tekrar kaynaşırdık. Dayak atacağımızdan emin olsak, muhtemelen barışmayıp, kavgaya öyle giderdik. Ama işte dayak yeme ihtimali var...

Sırf bu ihtimal yüzünden, küs olduğumuz arkadaşlar bir anda can ciğer. Aslında biz de bilirdik, küs olduklarımız da; hiç samimi olmayan bir barışma olduğunu bunun. "Kaybedeceksek beraber kaybedelim" barışması. "Dayak yiyeceksek beraber yiyelim" arkadaşlığı.



Beşiktaş'ın açtığı o pankartlar, Fenerbahçe'lilerin Beşiktaş'lıları Kadıköy'e davet etmesi, Yıldırım Demirören'in "Fenerbahçe'miz"leri. Aslında "dayak yemenin" ihtimalinden doğan ve samimiyetten uzak hareketler. Bu şike olayları patlamadan önce, "dediği dedik, kestiği kestik" olan "delikanlı" taraftarlar ve yöneticiler nerede acaba?

Şike iddialarına alıştık ve mide bulantımızı içimize attık derken, onun yansımalarından ortaya çıkan hareket ve tavırlar, mevcut durumu daha da beter hale getiriyor. Samimi olmaya çalışırken, çok daha samimiyetsiz bir ortam oluştuğunuzu gören sadece biz miyiz?

Hiç yorum yok: