9 Haziran 2012 Cumartesi

70'e kadar Çift Önlibero'lu Portakal | Hollanda 0 - Danimarka 1
























Maçtan önce gol olan pozisyonu çıkarıp, sadece gol girişimlerini bu tablodaki gibi sizlere göstersek, "Hollanda fark atarak başlamış" derdiniz. Bu blog'u ve gibilerini okumanızın, cumartesi akşamını televizyon karşısında geçirmenizin de sebebi, futbolun bu belirsizliği.

Danimarka'nın ne kadar az Hollanda ceza sahasına geldiğini sağdaki şablonda görebiliyorsunuz. Danimarka'nın çektiği 8 şutun 4'ü kaleyi bulurken, 1 tanesi gol oluyor. Aslında %'de olarak normal. Danimarka gibi hücum gücü pek yüksek olmayan takımların, bu performansı beklendik. Kimse daha üstünü beklemez zaten. Fakat Danimarka'nın bugün galip gelmesinde, bu şablonda gözükmeyen, savunma yönü çok büyük.

Hollanda 32 şut çekerken, bunlardan sadece 5 tanesi kaleyi bulabilmiş. Bu bir hayalkırıklığı. 10 şut çekerseniz, kaleyi bulan 5 şuta kimse şikayet etmez. Fakat çekilen 32 şutun sadece 5 tanesinin kaleyi bulması, Hollanda gibi süper yıldızları bulunan bir takım için hayalkırıklığından da öte bir kelime ile anlatılması gerekilen durum.

Hollanda'nın arka taraftarı sertsizliği ve kırıkgan yapısı, yedikleri golü çıkaramayınca daha da göze çarpacaktır. Danimarka, Hollanda kalesine geldiğinde çok az etkisiz oldu. Hollanda ise, sert Danimarka savunmasından sıyrılıp golü bulamadı.

Arjen Robben ve Affelay'ın çizgi oyunundan kaçmalarını, Danimarka maçında kabul etmek mümkün. Maça Van Persie ile başlayan Hollanda'dan kimse hava topundan gol bulacağını beklemez zaten. Bu yüzden bu iki kanat oyuncusu, zaten sevdikleri çizgiye girmeden, içeri katederek oyunu yaparken zorlandılar ve etkili olamadılar. Danimarka'nın 2 defansif ağırlıklı ortasaha oyuncuları Kvist ve Zimling, Robben ve Affelay'ın topla içeri top sürüşlerinde stoper ve bek arkadaşlarına sonsuz yardımda bulunarak, bu iki yıldız oyuncunun etkisiz olmasında büyük katkı sağladılar. Bugün anladık ki, Robben ve Affelay'ı durduran her takım, yukarıdaki şablon ile Hollanda'yı uğurlayabilir.

Hollanda teknik direktörü Van Marwijk'in eleştirilecek en büyük yanlışı, herhalde çift ön liberoya 70. dakikaya kadar tahammül etmesi olacaktır. Takımınız rakip kaleye gidip etkili olamıyorsa, hücum oyuncularınızın yeteri kadar rakip kalede çoğalamaması bunun nedenlerinden biri olabilir. Ki gördük ki, Hollanda oyuncuları bir çok pozisyonda Danimarka ceza sahasına 2 veya 3 Danimarka oyuncu ile yalnız kaldılar. Bu noktada, ön liberolardan De Jong veya Van Bommel'den vazgeçmek gerekmekteydi. 70'e kadar yorulan ve iyice strese giren Hollanda takımına bu hamleyi yapmak biraz geç oldu.

Hollanda takımının tek ön libero oynayabilmeye hakkı olduğu maç Danimarka maçıydı. Hücum açısından kısıtlı olan Danimarka takımını en güçlü olduğu savunma bölgesinde zora sokmak için, daha fazla oyuncu ile Hollanda takımı Danimarka kalesine yüklenmeliydi. Tek ön liberolu sistemi Portekiz veya Almanya maçında yapmak, hücumcuları ile ün yapmış bu iki takım karşısında aciz duruma düşmek demek olabilir.

Van Persie'nin konsantrasyonunun düşük olması da, bu eleştirileri yapmamızı tetikliyor tabii. Arsenal'in yıldızı, yakaladığı en önemli pozisyonda, çok kötü bir kontrol yaparak (sol dışla) o pozisyonu harcadı. Onun kalitesinde bir oyuncunun, öyle kötü kontrol yapmasının tek sebebi, konsantrasyon eksikliği ile ifade edilebilir. Bu maçtan sonra Huntelaar sesleri iyice Hollanda'lılar tarafından yükseltilecektir.


Hiç yorum yok: