25 Eylül 2011 Pazar

Güven = Mourinho


Dün oynanan Real Madrid - Rayo Vallecano maçını izlemişsinizdir ya da izlememişsinizdir. Ama Mourinho'yu futbolla ilgili biri olarak az çok bilirsiniz. Açık konuşayim. Mourinho hangi takıma giderse o takıma karşı sempatim oluyor. Real Madrid'i zaten severdim fakat Mou'nun gidişi ile daha da sevmeye başladım. Neden öyle olduğunu düşündüğüm zamanlarda hep cevabım belli. ''adam bazı şeyleri aşmış''. Dün oynanan maçta Di Maria'nın oyundan atıldığı pozisyondan sonra Mourinho, Rayo Vallecano hocasının yanına gidiyor ve elini sıkıyor. Hani ''kazandınız tebrikler'' gibilerinden. Aynı zamanda gülümsüyor, yani bir tebessüm var suratında. Bunun anlamı sadece ''bazı şeyleri aşmak'' olabilir. Adam dünyanın en önemli kulübünün teknik direktörü. O durumda aslında stres altında olmalı. Real Madrid'de baskıyı hissetmeyen bir teknik direktör olmamıştır bu zamana kadar.

Dünkü maçın hangi periyoduna bakarsanız bakın Mourinho'nun surat ifadesinden stresli olduğunu görmeniz mümkün değil. Bu rakibin büyüklüğü küçüklüğü ile ilgili bir durum değil. Barcelona maçında da çok rahat. O kadar rahat ki Barça'nın bench'ine laf atabilecek, takılabilecek kadar.

Ne demek istiyorum; Mourinho'nun yerinde Real Madrid'in başında şu an başka bir teknik direktör olsaydı gerek yönetimden, gerek tribünlerden uğultular başlamıştı. Geçen sene şampiyon olamamışsınız. Şampiyonlar liginde beklenilen seviyeye gelmemişsiniz. Her zafere giden yolda ezeli rakibiniz Barcelona'ya takılmışsınız. Başka bir hoca olsaydı şu ana kadar kredisini tüketmek üzereydi. Ama söz konusu Mourinho olunca bu sesler çıkamıyor. Çıkamamasının 2 nedeni olduğunu düşünüyorum. En büyük nedeni;

*Bu adamın kendine olan inanılmaz güveni. Her platformda kendini ve kendi takımının en iyi olduğunu savunan biri. Şartlar ne olursa olsun. Barça'dan 5 yediğinde de böyle, Şampiyonlar liginden elendiğinde de ya da Şampiyonlar ligini kazandığında da. Bu tabi ki taraftarların ve yönetimin hoşuna gidiyor. Bu güvenini ona sağlayan şey de şüphesiz ki geçmişte yaşadığı başarılar. Bir takıma hoca olarak güven hissettirebilmek çok önemlidir. Galatasaray'ın UEFA'da başarılı olmasının sahadaki oyuncu kalitesi kadar Fatih hoca'nın kendine ve oyuncularına güvenidir. O güveni hocada gören futbolcular kendilerine de güvenmek zorunda. Aksi taktirde o takımda forma giymeleri zor zaten. Aynı şekilde Zico dönemindeki Fenerbahçe'nin de bu güveni zaman zaman hissettirdiğini düşünenlerdenim. Bu güveni sağlamasının sebebi de Mourinho'nun cesur olması. Örnek vermek gerekirse dün oynanan Vallecano maçında takım 1-0 gerideyken Mourinho ortasahada iki yönlü olan oyuncu olan Lass Diarra'yı oyundan alarak yerine Mesut'u koydu. Maç zaten 1-0'ken alınan büyük risktir aslında bu. İster evinizde ister deplasmanda olun koskoca ortasahayı 1 futbolcuya bırakmak atak organizasyonlarınızı fazlalaştırsa da geride büyük açıklar vermenize ve ortasaha hakimiyetinizi rakip takıma hediye etmenize neden olabilir. Lass'ı çıkarıp yerine Mesut'u koyunca koskoca Real Madrid ortasahasında Xabi Alonso tek başına mücadele etmek zorunda kaldı. Takım Mourinho'nun bu cezur hamlesine iyi reaksiyon vererek 10 kişi kalsa da kazanmasını bildi. Dediğim gibi 1-0 geri durumdayken ortasahada mücadele eden bir oyuncuyu çıkarıp zaten oyunda olan oyun kurucu Kaka'nın yanına bir başka oyun kurucu Mesut'u koymak risktir. Rakip kim olursa olsun bu böyledir.

*Mourinho'nun çalıştırdığı takımlarda kredisinin herkesden fazla olmasının bir diğer nedeni ise taraftarların ve yönetimin ''Mourinho'dan daha iyisi mi var'' düşünceleri. Bu, bir düşünceden çok kanıtlanmış bir gerçek aslında. Nasıl Galatasaray'ın başına Rijkaard geldiğinde ve takım sendelemeye başladığında taraftar: ''bundan iyisi kim olacak Mourinho'mu gelecek yani durun acele etmeyelim'' dediyse aynı durum Real Madrid için de geçerli ki bu sefer gerçekten de Mou var takımlarında :)

Evet Real Madrid'in oynadığı futbola bakılınca son bir kaç haftayı çıkarırsak olumlu aslında. Fakat böyle büyük kulüpler için iyi futbol yeterli değildir. Her zaman o kupa alınmalı. Aksi taktirde Dünyanın en pozitif futbolunu oynasanız da başarısız sayılırsınız. Mourinho'nun Real Madrid'de başarısız olduğunu söylemekden hep korkuyorum. Şunu da söylemek yanlış olmaz heralde. Mourinho ve Real Madrid için de şampiyonluk yoksa başarı yok demektir.

Taraftarlar ve yönetim de, La Liga'daki Barcelona hükümdarlığını durdurabilecek tek adamın Mourinho olduğunu biliyorlar. Öyle ki Real Madrid başkanı Perez geçen gün yaptığı açıklamada oyuncularına ve ''Dünyanın en iyi teknik direktörü'' Mourinho'ya sonuna kadar güvendiğini söylüyor. Mourinho'nun verdiği güven öyle bir güven ki gerek taraftarlar, gerek yönetim hep yarına umutla bakabiliyor.


Hiç yorum yok: