14 Aralık 2011 Çarşamba

Doğru - Yanlış, Duygular. Peki Ya Mantık?


"Doğru" ve "yanlış" kavramı duygular ile birleştirildiğinde, ortada ne doğru ne de yanlış kalır. Bir insan, bir durumda yanlış veya hatalı davrandıysa, bu; cezasını çekecek anlamına gelir. Ama aynı zamanda değildir ki siz bu insan için üzülemezsiniz. Bizim için "duygusal" denilirken, tam da aslında bu söylenmek isteniyor. Mantığımız ile hissettiklerimizi ayırt etmeyi bilmiyoruz. Ya da bilip de bilmemek istiyoruz.

İddianame ortalığa düştükten sonra bile, yapılan telefon konuşmaları ve mesajları okuyup hala suçun işlenmemiş olduğuna kesin gözüyle bakanlar var. Yanlış anlamayın. Demiyoruz ki şike oldu veya olmadı. Fakat okuduklarımızdan ve kısmen gördüklerimizden sonra, insanların bu konu hakkındaki düşüncelerinin "şike yapılmamıştır" tarafına daha yakın olmasını adlandıramıyoruz. İnsanlar Duyguları ile doğru ve yanlış'ı karıştırdığı kadar, bu süreçte mantıklarını da dinlemek istemiyorlar.

Taraf olmak, taraftar olmak demek gerçek olabilecek şeyleri hiçe sayarak takımı desteklemek olmamalı. Taraf olmak, doğruları görüp neyin "tarafınız" için daha olumlu olduğuna karar verip hareket etmek olmalı.

Aziz Yıldırım hakkında iddia edilenler dileriz ki yalandan ibarettir fakat bunun kendisi için pozitif biteceğini düşünmüyoruz. Böyle bir durumda, Fenerbahçe'lilerin Aziz Yıldırım'a sırt çevirmesinden bahsetmemekle beraber, kendisine bu süreçte körü körüne bağlanmış şekilde destek vermek de kulüp için olumlu olmayacaktır. Bu süreçte çok az kişi gördük ki, Aziz Yıldırım hakkında "hele bir açıklığa kavuşsun da sonra yorum yaparım."diyen. Çoğunluk kendisini daha çok sevmekle beraber, diğer kalan azınlık kendisinden nefret ediyor. İşte duyguları karıştırmanın en büyük göstergesi de bu davranış zaten. İnsanların mantıklı düşünmemesinin göstergesi...

Aylardır konuşulanlardan ve iddianameye bakıldıktan sonra, içerdekilerin "suçsuz" olduğuna yakın bir düşüncede olmak inanılmaz mantıksız olacağı gibi, aynı şekilde oradakilerin %100 suçlu olduğunu düşünmek de anlamsız. Fakat bir düşünce ağır basacaksa, o da şikenin yapıldığına yakın bir düşünce olacaktır. İşin garibi kesinlikle olmadığını iddia edenler, bu işin hükümet ile ilgili olduğunu düşünenler. Mağdur taraftarın da aslında bir an önce cezayı çekip, eski günlere geri dönmesini istemesi yerine, çoğunluk şike olmadığına inanıyor. Bu onların vicdanını nasıl rahatlır bilinmez. Olmadığına inanmak isteyen taraftar, mantıklı düşünüp şike olabileceğini de alternatifler arasına artık katmalı. Eğer tabii daha sonra daha büyük bir hayalkırıklığı içine girmek istemiyorlarsa...

Hiç yorum yok: