12 Aralık 2011 Pazartesi

El Cashico'nun Cash'i | Chelsea 2 - Manchester City 1


Chelsea ile Manchester City karşılaşması, İngiliz'lerin pek tabii ki ilgisini oldukça çeken bir karşılaşmaydı. Öyle ki İngilizler, Rus milyarder Roman Abramovich'in takımı Chelsea ile Arap zengini, multimilyarder Khaldoon Al Mubarek'in takımı Manchester City'nin maçı için "El Cashico" benzetmesinde bulundular. İnanılmaz rakamlarla yaptıkları inanılmaz transferlerden sonra bu El Cashico'nun Cash'i City'e gider...

Manchester City'e çok eskiden beri sempati duyardım. Bunun sebebi, City'nin şehrin en iyi takımı olmamasıydı. United derbilerine hiçbir zaman favori çıkamayarak, kötü futbola rağmen 1 puan alabilme ihtimaliydi yani sevdiğim. Artık içeride dışarıda demeden domine ettikleri maçlardan sonra, içimdeki heyecan sinmeye başladı. O sevdiğim "lokal" takım artık bambaşka bir takımdı. O lokal takımın kaybolması, doğru transferler ve doğru yönetimlerle takımı çok yukarılara çıkardı. Taraftarları olan beni kaybettiler ama sanmıyorum ki onlar adına sıkıntı olsun.

Yapılan transferler, harcanan paralar her zaman pozitif etki yaratamayabilir. En iyi oyuncuları toplayarak takım ruhunu oturtamamak gayet olasıdır. Manchester City'i Araplar aldıktan sonra, takımın bu şekilde yükselişe geçeceğini hiçbir zaman öngöremedim. Mancini bu durumla o kadar iyi başa çıktı ki, takım şu an tartışmasız Premier Lig'in en iyi takımı. 2 sene önce Stamford Bridge'de City ile karşılaşacak Chelsea için "mutlak favori" ifadesi kullanırken, bir anda ibrenin büyük bir kısmının City'e dönmesi kolay iş değil. Bu sadece para ve zenginlik ile açıklanabilecek bir konu değil. Mancini'nin oyuncu yönetimi ve kararlı tavrı alkıştan daha fazlasını hakkediyor.

Maça çok hızlı başlayan City, Balotelli'nin ayağından henüz ilk dakikalarda, Stamford Bridge'de öne geçti. Balotelli "Why Always Me" ifadesiyle golü tabii ki böyle kutladı.



Maç uzun süre City'nin kontrolünde giderken, oyunu dengelemek için mücadele eden Chelsea, tam da ihtiyacı olduğu zamanda, 34. dakikada Meireles'in golüyle eşitliği sağladı ve ilk yarı böyle tamamlandı.



İkinci yarıda oyun ortada giderken 58. dakikada Clichy'nin kırmızı kart görmesi, Mancini'nin planlarını alt üst etti. Kırmızı kart sonrasında Chelsea, Manchester City kalesine daha etkili gelmeye başladı. Fakat sahada 1 kişi eksik kalan City'li oyuncular konsantrasyonlarını arttırarak gol yemeden maçı tamamlayacaklarken, 81'de Lescott'un eliyle kestiği top penaltıya sebebiyet verdi. Lampard, Chelsea adına golü atarak takımının 2-1 öne geçmesini sağladı. Bu penaltı golü de aslında Manchester City'nin bu sene Premier Lig'de alacağı ilk mağlubiyetin işaretiydi.

Manchester City'nin ileri 3'lüsü Balotelli, Aguero ve David Silva o kadar tempolu ve çabuklar ki, 3'ünün alan kapatıp, ileride baskı yapması topu çabucak kazanmalarını sağlıyor. Tabii ki 10 kişi kaldıktan sonra bunu yapmak kolay değil.

Bu maçta Mancini'nin takımının "takım" olduğunu daha iyi anladık. Sorumsuz Balotelli'nin takım 10 kişi kaldıktan sonra, savunmaya yaptığı yardımlar göz dolduracak cinsten. Manchester City saha içinde her türlü duruma karşı nasıl tepki göstereceğini çok iyi bilen bir takım haline geliyor. 10 kişi kaldıktan sonra herkes sistematik bir şekilde savunma paylaşımlarını yaparak, topun belki Chelsea'de kalmasına engel olamasalar da, rakibe çok net pozisyonlar vermediler. Penaltı olmasa ne olurdu bilinmez ama muhtemelen maç 1-1 biterdi.

Sadece Premier Lig'de değil tüm liglerde hücumsal anlamdaki güç, tek başına anlam ifade etmez. Takımlar için Takım savunması her zaman en önemli olgudur. Manchester City bunu başarmış durumda. Bugün yenilseler de takımın geleceğinin aydınlık olduğu bugün net bir şekilde görüldü. Chelsea kazandı ama takım olma konusunda City'nin uzağında. Chelsea'nin bu maçtaki en pozitif yanı defans konsantrasyonuydu. Manchester City oynadığı diğer rakiplere karşı çok daha fazla pozisyona girebilirken, bu maçta bu kadar bol pozisyon bulamadı. Kaybetme lüksü olmayan Chelsea bu maça iyi konsantrasyonla çıkmıştı. City'nin 10 kişi kalması ve ardından gelen penaltı Chelsea'nin kazanmamasını daha fazla zorlaştıran etkenlerdi. Sonuç olarak, El Cashico'yu ev sahibi Chelsea kazandı. Bizim lokal(!) takım ise ligdeki ilk mağlubiyetini aldı.


Hiç yorum yok: