11 Aralık 2011 Pazar

Trabzonspor - Galatasaray Maçı Öncesi


Trabzonspor, haftaiçi önemli bir Şampiyonlar Ligi maçı oynamış ve neredeyse orada devam edebilecek skoru alacakken, son dakikalarda CSKA'nın İnter'i yenmesiyle Şampiyonlar Ligi'nden elenmiştir. Bu maçtan sonra Trabzonspor'lu oyuncuların "olsun Avrupa'ya devam ediyoruz" temalı yorumları kimseyi aldatmasın. Nişantaşı'ndan, Kadıköy'e taşınmak gibi bir şey bu. Avunması da "ee olsun orada da fırın var, bakkal çakkal var"a eşittir.

Demek istediğim Trabzonspor'lu oyuncuların psikolojik olarak aslında çok da iyi hissetmediğidir. Tabii ki Lille gibi bir ekibin üstünde Şampiyonlar Ligi'ni bitirmek, gruba ilk başlangıçta çok güzel gözükebilir ama son maça kadar bir üst turu kovalamış bir ekip, onun altına indiği zaman ister istemez psikolojik ve mental olarak rahatsız olacaktır.

Bu Trabzon adına 2 şekilde yorumlanabilir.

a) Pozitif geri dönüş:

Trabzonspor'lu oyuncular Galatasaray'ı yenerek, aslında Şampiyonlar Ligi'nde bir üst turu hakkettiklerini herkese göstermek isteyecektir.

b) Negatif geri dönüş:

İster istemez, "Şampiyonlar Ligi'nden son dakikada elenen bir takımız kaybetsek de sıkıntı olmaz, bahanemiz var" hatasına düşmek olur. Bu aslında İlk şıktaki "pozitif geri dönüş" ile o kadar ince bir çizgi ki...

Bu 2 seçeneğin hangi tarafının maç içinde ağır basacağı, Şenol Güneş'in de mevcut durumla ilgili, takımı hakkında ne düşündüğü olacaktır.


Galatasaray haftaiçi aldığı önemli galibiyet sonrası, bu galibiyeti pekiştirmek adına önemli bir sınava çıkacak. Fatih Terim eminim ki bu maç hakkında takım konuşmaları yaparken en az 2 kere "Bu maçı kazanamazsak Fenerbahçe maçının hiçbir anlamı olmaz"a çıkan yorumlar yapıyordur.

Galatasaray'ın tek handikapı, haftaiçi derbi zaferi sonrasında her türlü basın organında Galatasaray hakkında çıkan övgü dolu yazılar, başlıklar, cümleler...

Bu oyuncuların kendine olan güvenini arttırmasına neden olabilirken, aynı zamanda da fazla güven ile konsantrasyon eksikliğine de yol açabilir. Trabzon deplasmanı hiçbir zaman kolay değildir.

Trabzonspor mücadele gücü yüksek bir ekip olduğundan, Galatasaray'ın en az Fenerbahçe maçındaki kadar rakibiyle boğuşması gerektiğini bilmesi gerekir. Aksi taktirde, Colman, Alanzinho ve Burak gibi dikine çabuk oynamasını seven oyuncular, Galatasaray'ın başına dert açabilir. Orta sahada rahat oynayabilen Trabzonspor'un, İnter'i ne hallere düşürdüğünü hepimiz biliyoruz. Bu yüzden, Galatasaray'ın Trabzonspor'un oynamasına izin vermesi halinde, puan kaybetmesi olası olacaktır.

Bir başka açıdan bakınca, Galatasaray moralli ve ligin zirvesinde. Zirvedeki yeri korumak ekstra motivasyon sağlayacaktır. İplerin elinde olması, Galatasaray'ın aceleci oynamasına engel olup, takımın daha organize oynayabilmesi demek. Özgüveni artmış bir takımın, oyun disiplininden kopmayıp, aceleci davranmadan oyun oynaması, bu Trabzon deplasmanı da olsa o takıma 3 puan getirebilir. Galatasaray'ın bana göre yapması gereken, aceleci davranmadan, telaş ile çabukluğu karıştırmadan, sabırlı oynaması.

Galatasaray'ın bu maç için ihtiyacı olduğu şey sabır, Trabzonspor'un ki ise haftaiçini tamamen unutup, lige konsantre olmak.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Nişantaşı'ndan Kadıköy'e taşınmak yaşamaya başlamak olurdu aslında:)

Bugra Sisman dedi ki...

iyi bir örnek olmadığının farkındayım ama örneğe cevap verildiğine göre en azından genel mesajı verebilmiş örnek :)