23 Ocak 2012 Pazartesi

Eskişehirspor 0 - Galatasaray 0


Bu zeminde oynanan bir maç için taktik analiz falan yayınlamamız komik olurdu. Ayakta durmakta zorlanan futbolcuların, oyun içinde hocalarının planları doğrultusunda ne kadar hareket edecekleri soru işaretiydi. Maç bitince soru işareti yerini ünleme bıraktı. Ama pozitif anlamlar içeren bir ünleme. "Sakatlık olmadı!".

Ne Galatasaray ne Eskişehirspor, kaybedilen 2 puana üzülmesin. Kazanılan 1 puan ile beraber, sakatlık olmaması çok önemli. Benzer bir zeminde Türk futbolunun en önemli bek oyuncularından biri olabileceği öngörülen, Uğur Uçar'ın nasıl sakatlanıp düşüşe geçtiğini hatırlayalım. Sadece o dönem oynadığı kulübü Galatasaray'ı etkilememişti bu durum. Oyuncunun önündeki uzun kariyerin başlarına büyük bir taş koymakla beraber, Milli Takımımızın böylesi yüksek potansiyelli bir oyuncuya kavuşmasına da engel olmuştu.

Ne mutlu ki dün iki takım oyuncuları da böylesi bir sakatlık yaşamadı.

Galatasaray top oynamayı seven bir takım kimliğinde bu sene. Ayağa isabetli toplar en büyük gücü Galatasaray'ın. Ersun Yanal'ın takımının önde basmasının yanında, en büyük engel olan zeminin de buna izin vermemesi, Galatasaray'ın bu özelliğini sahaya yansıtamasına engel oldu.

Eskişehir bu maçtan galip ayrılsaydı, kimse yadırgamazdı herhalde. Galatasaray'ın top yapmasını engelleyip, ayakta daha çok kalan taraf Eskişehirspor'du.

Emre Çolak ve Kazım, ikinci yarıda defansif gerekliliklerini yerine getirmekten kaçınınca, Eskişehirspor orta alanı tamamen işgal etti. Galatasaray bu dönemde Eskişehir defansının arkasına sarkmaya çalışsa da başarılı olamadı.

Fatih Terim'in Kazım'ı beke çekerek, Yiğit'i sağ öne koyması, yönetime bir işaretti. Yönetime "Acele edin" çağrısı. Böyle maçlarda tam anlamıyla takımın bir yıldıza ihtiyacı olduğunu gördük. Selçuk, Melo, Engin, Elmander gibi oyuncular kaliteli oyuncular fakat her zaman sahne almak değil işleri. Galatasaray ile ismi anılan oyunculardan Shaqiri ya da Teixeira gibi oyuncular, maç kilitlendiğinde 2 çalım atıp, uzaktan atacağı şutlar ile bu maçlarda takımlarını öne geçirme yeteneğine sahipler. Büyük takım olmak için her zaman oyunun gidişatını lehinize çevirebilecek yeteneklere ihtiyacınız vardır. Shakhtar gibi takımlar son senelerde bu tarz oyunculara sahip olarak, bunun ekmeğini çok yediler. Hem takım oyunu, hem mücadele hem de bu tarz oyuncuların varlığı; başarı için ipuçları.

Sonuç olarak; Eskişehir, Galatasaray'a göre nispeten daha iyi oynadığı maçtan 3 puan alamadı fakat Ersun Yanal'ın yeni sistemine takımın yavaş yavaş alışmaya başladığını söylemeliyiz. Fakat yine de, zeminden ötürü, bu maçın bir değerlendirme maçı olması çok zor. Galatasaray için ise, zamanı geldiğinde bu tarz maçları da kazanmak zorunda olabilirsiniz. Galatasaray'ın mücadelesi gayet iyiydi, bu zeminde bu maçtan puansız ayrılmamak önemli. Ama, bu maçları alacak spektaküler ya da spektaküler olma adayı olan oyunculara da ihtiyacı olduğunu söylemeliyiz Galatasaray'ın. Fatih Terim de bunu, Kazım'ı beke çekerek yönetimin gözüne iyice soktu.

Hiç yorum yok: