19 Mayıs 2010 Çarşamba

Aziz Yıldırım ve ''tek büyüklülük''


Son anda kaçan şampiyonluklar futbol kulüplerinde şok etkisi yaratır. Bunun çok doğal olmasını kabul etmek gerekir. Taraftarlar, futbolcular, seven sevmeyen herkesin şampiyon adayı son haftaya girilirken Fenerbahçe idi. Bir denizli vakası başından geçiren Fenerbahçe bu sefer durumu tecrübeli bir şekilde yönetebileceğini düşündük. Aslında son maçta da şampiyonluğu hakkettiklerini söyleyebiliriz. Kaçan goller, sadece son maça bakılacaksa şampiyonu Fenerbahçe yapmalıydı. Ligin geneline bakıldığında ise şampiyonluğun Bursa'ya gitmesi en adil şeydi.

Aziz Yıldırım kaçan şampiyonluklar, Fenerbahçe aleyhine yapılan yorumlar, hakemlerin yanlış kararları üzerine yaptığı basın toplantılarında çok sakin fakat bir o kadar da içerik açısından öldürücü açıklamalar yapmaktadır.

Şunu sorgulamak gerekir. Eğer Fenerbahçe son maçta Trabzonspor'u yenseydi Aziz Yıldırım yine de Rüştü'nün Fenerbahçe'nin rakip takım futbolcularıyla mesajlaşmasını gündeme getirmek isteyecek miydi? Madem Başkan'ın dediği gibi Ülkenin en büyüğü Fenerbahçe o zaman neden kendinden ufak takımlara açıklama yapma gereğinde bulunuyor. Kendisinin Galatasaray şampiyonluğu son anda başka bir takıma kaptırdığında Fenerbahçe taraftarının sevinmeyeceğini düşündüğünü sanmıyorum. Dünyanın her yerinde bu iş böyle. İspanya'da Barselona son anda Şampiyonluğu başka takıma kaptırsa Real Madrid taraftarları buna sevinmez mi? Ya da İtalya'da 17'şer şampiyonluğu olan İnter ile Milan, diğerinin daha fazla şampiyonluğu olması durumunda üzülmeyecek mi? Tam tersi birinin şampiyonluğu kaybetmesi diğer takım taraftarlarının neredeyse şampiyon olmuş gibi sevinmelerine neden olur. Bu hiç de alınganlık gösterilecek ya da karşı ateş püskürtecek bir durum değildir.

Aziz Yıldırım 2009-2010 sezonunda kaçan şampiyonluk için düzenlediği basın toplantısında gayet medeni gibi gözüken açıklamalar yapan bir başkan havası sağlamak istedi. Fakat toplantının içeriği hiç de buna denk değildi. ''Fenerbahçe'nin tek büyük olduğu'', ''Rüştü'nün şike yaptığı'' gibi durumları sırf şampiyonluğu kaybettikten sonra hıncını almak için kurulan cümleler olduğunu düşünüyorum. Gerçekten Türkiye'nin en büyüğü olan kulübün başkanı böyle açıklamalar yapamaz. Bu da gösteriyor ki aslında Türkiye'nin en büyüğü olmak sadece sportif başarılarla değil, yönetim içindeki duruş ve tavır ile de gösterilmelidir. Bu da aslında Aziz Yıldırım'ın iddaa ettiği ''Türkiye'nin tek büyüğü Fenerbahçe'dir'' tezini çürütmektedir ve Türkiye'de bir gerçek olan ''Fenerbahçe düşmanlığını'' genişletmektedir. Bu da kesinlikle bir yönetim hatasıdır.

Hiç yorum yok: