27 Mayıs 2010 Perşembe

Barselona'yı tahttan indirmek için getirilen adam: Jose Mourinho.


Sizce Dünya üzerinde Jose Mourinho gibi bir adam olmasaydı Real Madrid'in başında 96 puan toplayan Pellegrini işinden edilir miydi? Bu çok tartışılır. Real Madrid'in teknik direktör değiştirme konusunda Türk takımlarından esinlendiği bir gerçek fakat Pellegrini'nin toplamda 102 gol atıp 35 gol yiyen bir takım yarattığı da bir gerçek. Burada sorulması gereken soru: Barselona mı çok iyiydi yoksa Real Madrid istenilen seviyeye çıkamadı mı? Olaya böyle yaklaşınca Real Madrid'in yarıştığı diğer kupalara bakmak gerekiyor. İspanya Kupasında 3. lig takımına elendiler. Buna ''bilerek elendiler'' diyen kişilerin sayısı epeyce fazla. Hadi diyelim bilerek İspanya kupasından elendiler. Peki ya Şampiyonlar Ligi'nden de mi bilerek elendiler? Hem de hiçbir şekilde kendilerine rakip olmaması gereken Lyon'a!


Mourinho Neden Real Madrid'e?

Benim görüşüm; Real Madrid'in ligdeki durumundan çok Şampiyonlar Ligi'nden beklentilerin altında elenmesi hem Pellegrini'nin hem de Jose Mourinho'nun seneye 2009-2010 sezonunda oldukları takımlarda olmayacaklarını gösterdi. En azından Şampiyonlar Ligi serüveninin erken bitmesi Pellegrini'nin bu takımda kalmasını iyice zorlaştırmıştı ama genel olarak bakıldığında ligde pozitif futbol oynayan bir takımdı Real Madrid. İnter'in de yarı finalde Barselona'yı elemesi, İnter'in başındaki Jose Mourinho'yu Real Madrid'in teknik patronluk koltuğuna itiyordu. Bunu hem kendisi hem de Real Madrid yönetimi biliyordu. Dünyanın en iyi teknik direktörü olduğunu bu sene İnter'i kupa beyi yaparak bir kez daha gösterdi. Ve yine dünyanın en iyi takımlarından birinin onca yıldıza rağmen istenilen seviyeye ulaşamaması, bir şeyleri görmek için pek de zor değildi. Mourinho hem nefret ettiği Barselona'yı devirmek hem de farklı üç takımla Şampiyonlar ligini kazanmayı hedefliyor. İş böyle olunca, Real Madrid'in Mourinho'ya, Mourinho'nun da Real Madrid'e ihtiyacı var.

Mourinho, sadece Real Madrid için ve İspanya'da futbolu takip edenler için değil dünya üzerindeki tüm futbol hayranları için de heyecanlandırıcı bir transfer. Basınla sivri dilli konuşması, rakip teknik direktörler ve oyuncularla girdiği diyaloglar, kazanma hırsı, futbol aşkı, kaybetmeyi kabullenemeyen yapısı, duygusal yanı, sadece la liga'yı takip etmek için bile yeterli özellikleri. Guardiola ile gireceği diyalogları ve El Clasico'yu şimdiden merak edenlerin sayısı yeterince fazla. Jose Mourinho ''futbol asla sadece futbol değildir'' cümlesinin en önemli örneğidir.

Hiç yorum yok: